menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bu işin Sırrı

31 0
19.04.2025

İsmail Aydemir adını artık kimse hatırlamıyordur.

Halbuki Türkiye, 2024 yılına onu konuşarak girmişti.

1 Ocak 2024 sabahı Galata Köprüsü’nde ilki yapılan Gazze Katliamı protestosuna katılanlardan biriydi.

Miting bittikten sonra elinde yeşil kelime-i tevhid bayrağı ile temizlik görevlisi olarak çalıştığı siteye dönmek için Şişhane’den yukarı doğru çıkarken karşısına, bir İTÜ öğrencisi çıkmış “Sen Türk değil misin burası Türkiye. Sen Arap seviciliği mi yapıyorsun” diye suratına bir yumruk vurmuştu.

Haberlerde ondan “Hilafet bayrağı açan adam”, “hilafet bayrağı açan kişi”, “tevhid bayrağı açan şahıs” diye bahsedilirken, gözaltına alınan İTÜ öğrencisinden ise “Hilafet isteyen adama tepki gösteren genç” diye bahsedilmiş, saldırgan “yeni Kubilay” ilan edilmiş, CHP Gençlik Kolları posterini bile yapmış, Özgür Özel destek için ailesini aramıştı.

Bu saldırganlığa övgü ve zavallı bir adama mağduriyet hakkı bile verilmemesi ağrıma gidip, bir yazı yazmıştım.

Ertesi gün Sırrı Süreyya Önder aradı.

Telefonda adını görünce hemen boş bir odaya gittim ve koltuğa oturdum.

Çünkü Sırrı Abi’yle konuşmak her zaman çok eğlenceli, en az yarım saat demekti.

“Yıldıray baba, bizim İsmail’i yazmışsın” deyip bir kahkaha atarak başladı.

Meğer elindeki yeşil bayrak yüzünden sokak ortasında yumruk yiyen İsmail Aydemir, Sırrı Abi’nin oturduğu sitenin görevlisiymiş.

“Bizim İsmail mi hilafeti getirecekmiş” diyerek hikayenin devamını anlattı:

“İsmail bizim apartmanın mazlum temizlik görevlisi. Bahşiş bile veremezsiniz. O kadar gururlu bir adamdır. Sonradan bir tarikata da müntesip olmuş. En büyük derdi Cuma namazları için apartmandan izin alamamaktır.

O gün İsmail’i hilafetçi diye televizyonda gören çoğu emekli, laik, CHP’li apartman sakini toplanmış, İsmail’i işten çıkarmaya karar vermişler.

Siteye gittiğimde baktım bir kalabalık toplanmış, ne oluyor diye sordum, konuyu anlattılar. Aman ne yapıyorsunuz, yapmayın. Yazıktır, bizim İsmail mi hilafeti getirecek dedim, baktım olmuyor, ‘Şimdi her yerde haber oldu bu, duyulur, üzerinize gelirler’ diye korkuttum.

Sonra Vali, İçişleri Bakanı site yöneticisini arayınca onlar da çekindiler, iki ay izne gönderdiler.”

Harika bir hikayeydi. Laik elitlerin oturduğu bir eski İstanbul apartmanı “şeriatçı” mazlum apartman görevlisine karşı ve araya giren bir DEM Parti milletvekili.

Bu hikayenin Sırrı Süreyya versiyonunun........

© Serbestiyet