“PKK’nın fesih kongresi muhtemelen bu haftasonu yapılacak. En güçlü ihtimal 27 Nisan Pazar günü.”
Maalesef Türkiye’de okur gittikçe haber değil, propaganda, yorum, siyasi pozisyon savunusu istiyor.
Bilgi değil, belagat seviyor, sükûnet ve şüpheyle değil şehvet ve bağırılarak savunulan fikirleri ikna edici buluyor.
Bir süredir de bilgi, haber ve kulisle yazılmış analiz değil, kehanet duymak istiyor.
Tabii bu talebe uygun arz olarak da gazeteciler, uzmanlar, analizciler kahinlik yapıyor.
Karar mekanizmalarının gözlerden ırakta olduğu, kokusu gelen yemeklerin kapalı kapılar ardında pişirildiği bir düzende içeriden, göklerden derin haberler alan kahinler büyük ilgi görüyor.
Kehanetler artık şu şöyle olacak, o öyle olduğunda da bu böyle yapacak gibi üç faktörlü kompleks gelecek projeksiyonlarına kadar vardı.
Bu kehanetlerin önemli bir kısmı tespitten çok temenni. Kahinler bile kutuplaşmış, kürelerine bakıp gördüklerini değil, görmek istediklerini anlatıyor.
Son Mümtazer Türköne-Bahçeli meselesi bunun son örneği oldu.
Halbuki mesela çözüm sürecinde olan biteni anlamak için en baştan beri kehanete, içeriden bilgiye çok fazla ihtiyaç yoktu.
Olan bitene önyargısız bakan doğru haber kaynaklarına ulaşarak gelmekte olanı görebilirdi.
Nitekim bu köşede en baştan beri gelmekte olanın izlerini takip ederek, yazdık.
(Bu yüzden “Bunun asla mümkün olmadığını” iddia eden her şeyi bildiğinden şüphe duymayanlarla, hoşuna gitmeyen gerçeklerle kavga ederken beni “aşırı iyimserlik, saflık”la, “Bahçeli’den bile medet ummak”la, “iktidara fazla kredi açmak”la suçlayanlarla, “PKK’yı tanımamak”, “bölgeyi bilmemek” gibi ukalalıklar yapanlarla bir kere daha muhatap olma şerefine nail oldum.)
Her neyse yine küremize değil, olan bitene bakalım.
Bu aralar aslında en ilginç gelişmeler Suriye’de yaşanıyor.
Sadece dün olanlara bakın.
İlk kez Suriye Dışişleri Bakanı Washington’da Sezar yaptırımlarının kaldırılması için görüşmeler yaparken, Suriye’de eş zamanlı olarak çok ilginç bir tutuklama meydana........
© Serbestiyet
