menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kuşlar öldüğüyle kalmasın!

17 0
11.07.2025

İş insanı Murat Ülker kişisel web sitesi “muratulker.com”da, “İnançlı mısınız, neye inanıyorsunuz, niçin inanıyorsunuz, nasıl inandınız?” başlıklı bir yazı kaleme almış.

Kendisi özellikle takip ettiğim biri değil; tesadüfen vakıf oldum.

Ülker yazısında psikolojide kullanılan “Gullibility” (Ahmaklık) kavramını özetlemiş.

Bu kavramı irdelerken de Daniel Kahneman ve Daniel Gilbert gibi birçok psikoloğun çalışmalarından yararlanmış.

Şahsen yabancısı olduğum bu mecraya dair verilen bilgilerden fazlasıyla faydalandım diyebilirim.

En azıdan bu konuda bazı okumalar yapmama vesile oldu.

Gullibility”, kelime anlamı olarak ahmaklık gibi algılansa da psikolojide daha çok bir eğilimi ifade eder.

Saflık, daha doğrusu kolay aldanmak daha yerinde bir kavram gibi…

Psikologlar “saflık” nedenlerini birçok olguya dayandırıyor.

Bunların en başında gelenlerden birinin “konfor” olduğu belirtiliyor.

Zira bir şeyi analiz etmek zaman ve enerji ister.

Oysa sezgisel bir yaklaşımla duyduğumuz bir mesajın doğruluğuna karar vermek daha kolaydır.

Ülker bunu “Sorgulamak emek ister; düşünmek zaman alır; şüphe cesaret gerektirir. Var olana inanmak ise kolaydır, hızlıdır, rahatlatıcıdır,” şeklinde çok güzel özetlemiş.

Sezgisel düşünce sonucunda da “Popülist retorik”in devreye girmesiyle “biz” ve “onlar” ayrımının keskinleşmesine dikkat çekmiş.

Çünkü popülist bireyler, sezgilerine güvendiklerinden “doğru” için bir analitik çabaya girmezler; bir şeyi doğru hissetmeleri yeterlidir.

Sezgisel yaklaşımda grup kimliği de önem kazanır.

Bir şeyin kendi grubumuzdan veya gruba dâhil bir üyeden gelmesi, gelen şeyin bilinçaltından doğru olma ihtimalini artırır.

Kalabalığın inandığına inanmak zamanla zihinde bir kural haline gelir.

Öte yandan, başka bir gruptan gelen bilgilere şüpheyle yaklaşma ihtimali daha da yüksektir.

Hele de bilgi, grubu temsil eden güçlü şahsiyetten geliyorsa…

Bahçeli’nin Öcalan’a “TBMM’de konuşsun, terörün bittiğini, örgütün lağvedildiğini haykırsın!” çağrısının bir an için Özgür Özel tarafından yapıldığını düşünelim!

MHP seçmeninin dünyayı Özgür Özel’in başına yıkacağı konusunda herhalde bir şüphemiz olmazdı.

Sunu da belirtmeden geçmeyelim; “ahmaklık” ve “aptallık” aynı şeyler değildir.

“Aptal” zekâ veya anlayış yoksunu iken “ahmak” sezgisel konforuna yenik düşüp aklına vâsi tayin ettirendir.

Sezginin mantıkla bir işinin olmadığını, duygulardan ve aidiyet hislerinden beslendiğini ayrıca unutmayalım!

Her gün, her an maruz kaldığımız bir sürü haber kaynağı, sosyal medya, pazarlama mesajı ve reklamlar dâhil sezgilerimizi yönlendiren onlarca saik var.

Böyle olunca da başkalarının düşüncelerimizi ve dolayısıyla aldığımız kararları manipüle etmesi kaçınılmaz olur.

Nedeni, tanıdık gelen........

© Serbestiyet