Bir Kürt ve Bin Türk (veya tersi)
Akılsız bir Kürt ile yaşamaktansa akıllı bir Türk ile yaşamayı tercih ederim. Değerlerime düşman bir Kürt ile yaşamaktansa değerlerime dost bir yabancı ile yaşamayı tercih ederim. Beni sadece Kürt olduğum için değerli ve sevilmeye layık gören bir insan ile muhatap olmaktansa Kürtlüğümü önemsizleştiren bir insanîlik anlayışı ile beni kıymetli gören bir yabancı insan ile muhatap olmayı tercih ederim.
Peki faziletli, insancıl, dindar, demokrat vesair özelliklere sahip olma iddiasındaki bin tane Türk toplanıp Kürd’ün Kürt olma hakkını red ederse, ben onların insancıllık, dindarlık veya ilericiliklerinden dolayı yaptıkları bu yanlışı ve hak ihlalini kabul edecek miyim? Hayır, bin kere hayır. Bin tane iyi Türk toplansa bir tane kötü Kürd’ün hakkını yiyemez. Bir milyon iyi Türk’ün keyfi, bir tane kötü Kürd’ün hakkını önemsizleştiremez. Kürt olma hakkı sadece iyi Kürtlerin hakkı değildir. Kürt bir sokak serserisinin Kürt olma hakkı, medresede Kur’an dersi veren bir Kürt alimin Kürt olma hakkıyla bir ve eşittir. Tüm bu sebeplerden dolayı Kürtlüğün inkarının suç niteliği Kürtlerin nasıl insanlar olduğundan bağımsız bir suçtur ve insan olan herkesin mücadele etmesi gereken bir hak ihlalidir.
Bu sebeple Kürtlüğün (ve Kürt olmaktan neşet eden hukukun) inkarı ahlaki ve siyasi bir suçtur ve mücadele konusudur. Hiç kimse Kürtlerden velev Türklük, İslamiyet yahut Sosyalizm adına Kürtlükten vazgeçmeyi, Kürtlüklerinin inkarını kabul etmeyi bekleyemez. İnsan........
© Serbestiyet
