menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Tamamı yasal eylemlerden terör nasıl çıkar?

17 0
15.05.2025

12 Mayıs 2025 tarihi Türk ve Kürt halklarının ortak geleceği, ülkemizin huzuru ve her birimizin güvenliği için tarihi bir gündü. Barışa yaklaştıran her adım kıymetlidir ve katkısı olanlara, emeği geçenlere müteşekkirim. Elbette endişelerim var, ancak endişelerimin gerekçesi sürecin akamete uğraması korkusundan kaynaklanıyor. Sürecin ilerlemesine katkı sunmak adına ya hayır konuşacak ya da susacağım. Ancak temel bir endişemi dile getirmezsem rahat edemem.

Barış sürecinin ilerleyebilmesi, her bir yurttaşın hukuki belirlilik ve öngörülebilirlik içinde güvende hissedebilmesi, refahın artması için olmazsa olmaz bir şart var: Hukuk.

Hukuk sana göre, bana göre, iktidara veya muhalefete göre olmaz. Hukukun evrensel ilkeleri vardır. Evrensel ilkelere uyduğunuz, doğal hukuka yaklaştığınız ölçüde ve hukukun üstünlüğü endeksinde üst sıralara çıktıkça hukuk devleti olunabilir. Adalet Bakanının gün aşırı hukuk devleti olduğumuzu vurgulamasının ise maalesef olumludan çok olumsuz etkisi olur.

Hukukla ilgili neden mi endişe duyuyorum? Endişelerim neden mi arttı? 7 Mayıs 2025 günü AİHM Büyük Daire’de Şaban Yasak ve Türkiye dosyasının duruşması yapıldı. Hem hükümet tarafının hem de Yasak tarafının temsilcileri her biri ayrı ülkeden 17 yargıcın önünde dosyayla ve sorularla ilgili beyanlarını sundu. Konuşulan birçok konu çok üzücü ve düşündürücü idi ama içlerinden iki konu sarsıcı bir etki bıraktı.

Büyük Daire’nin duruşma usulü gereği taraflar otuzar dakikalık ilk beyanlarını sundular. Sonra çok sayıda yargıç sorularını yöneltti. Kısa aradan sonra yine otuzar dakika içinde sorulara cevaplar verildi ve cevaplanamayan sorular için yazılı cevap vermek üzere süre tanındı. Sorulara cevap verilirken duyduklarım ile sarsıldım ve endişe duydum.

İlk konu ispat külfetiyle ilgili. AİHM Büyük Daire yargıçları TCK madde 30’da belirtilen hata hükümlerinin uygulanmasıyla ve örgütün şiddet yönünü bilmeyerek hataya düşüldüğüne dair ispat külfetinin hangi tarafta olduğuyla ilgili sorular yöneltti. Terör örgütü üyeliğinden ceza verilebilmesi için doğrudan kast şeklinde manevi unsurun her bir birey için gerekliliği mevzuatımızın gereği. Doğrudan kastın olması için ise örgütün amacının ve amaca ulaşmak için kullandığı yöntemin bilinmesi ve istenmesi gerekli. Bir üniversite öğrencisi, öğretmen, hemşire, doktor, asker, polis, fark etmez, amacı ve yöntemi 15 Temmuz 2016 öncesi bildiğini ve istediğini ortaya koymak........

© Serbestiyet