menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Luis Enrique’nin Pastoral Senfonisi: Futbolun Düşünsel Zirvesi

12 20
01.06.2025

Futbol, eğer yüksek düşüncenin bir ürünü olarak kabul edilirse, İspanyol düşünür Luis Enrique bu sezon düşünsel paradigma çıtasını erişilmesi güç bir mertebeye taşımış demektir. Bu ifade, abartıdan uzak, aksine gerçeğin ta kendisi olarak okunmalı. Zira Paris Saint-Germain’in (PSG) Şampiyonlar Ligi finalindeki oyunu, yetenek ve atletik niteliklerin ötesine geçerek, yüksek yoğunluklu bir oyun felsefesinin kristalize olmuş bir yansımasıydı. Alan, zaman ve insan kaynaklarının, açıkça tanımlanmış eylem dizileriyle uyum içinde işlediği bu maç, Enrique’nin özgün düşüncesinin bir manifestosu olarak şekillendi. PSG, oyunu yalnızca savunma ve hücumun iki farklı yüzü olarak değil, birbiriyle iç içe geçmiş, birbiri üzerinden anlam kazanan iki durum olarak kurguladı. Hücum, savunmanın devamı değil, onun genişliği ve yoğunluğu olarak tasarlandı; bu, futbolun alışılagelmiş doğrusal anlayışına meydan okuyan bir yaklaşımdı.


Final maçının ilk golü, bu düşünsel mimarinin en berrak örneğiydi. Golün öncesi ve anı, bir pozisyonun doğuşu ve inşası olarak ele alındığında, topun döngüsel hızının kontrolüyle oyuncuların zincirleme hareketlerinin kusursuz bir ritme oturduğunu görüyoruz. PSG oyuncuları, adeta bir makinenin dişlileri gibi, pozisyonun ritmine uygun konum alarak Inter savunmasının tüm önlemlerini etkisiz kıldı. Bu, yalnızca Inter’in savunma hattını çökertmekle sınırlı kalmadı; aynı zamanda, dünyadaki herhangi bir savunmanın zafiyetlerinin, doğru........

© Serbestiyet