menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

“Siyasette zorlama yoktur!”

18 0
04.10.2025

19 yıl sonra Kasım-2015’te Şeyh Raşid el Gannuşi’yi ziyaret etmek çok hoştu. Daha önce belirttiğim gibi 1996’da Londra’da bir binanın zemin katında ziyaret etmiştim. Salonda tek bir kanepe, yerde bir kilim, sağda solda kitaplar vardı, başka da bir şey yoktu.

Gannuşi, İslamcı akımlar geleneğinde farklı bir çizgiyi temsil eder, İhvan kökenlidir ama onlardan çok daha geniş bir fikri ve siyasi vizyona sahiptir. Bazı konularda görüş ayrılığımız olsa da, İslam aleminde kendime en yakın gördüğüm zattır.

Gannuşi’nin vizyonu İslam alemi, hatta yerküresi, iştigal ve mücadele sahası Tunus’tur.

Tunus modern ve postmodern zamana hem uyum sağlayamayan, hem aşmasını da beceremeyen İslam aleminin küçük maketi hükmünde bir ülke. Tunus bizden önce modernleşme yönünde adımlar atmış, bizde pek kısa ömürlü anayasa 1876’da yapılmışken, Tunus’ta anayasa yapılışı 1861.

İslamiyet’i referans almayan siyasi ve fikri akımların tamamı marjinal sayılabilecek belli bir sosyolojik bir temele dayanıyor, dolayısıyla bunları birbirleriyle mücadele eden “itikadi fırkalar” şeklinde görmek yanlış. İtikatları aynı ama adına siyaset yaptıkları toplumun geneliyle aralarında muazzam bir itikadi mesafe söz konusu. Liberal, solcu, sosyalist veya milliyetçiler İslamiyet’i referans almıyorlar. Tunus’ta ki siyaset sözcülerinin tamamı Nahda’dan ilk korkularının “Şeriatı geri getireceği” noktasında toplanıyor. “Şeriat’tın geri gelmesinden neyi anlıyorsunuz?” diye sorduğumuzda “yaşama biçimine müdahale edecekler ve gelirlerse bir daha gitmezler” diyorlar. “Yaşama biçimiyle kast ettikleri ”alkolüllü içki serbestliği ve elbette en başta giyim kuşam özgürlüğü.” Habib Burgiba’nın uyguladığı otoriter ve radikal laiklik........

© Serbestiyet