menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Malte Laurids Brigge’nin Notları: heyecanla başlayıp sessizce yarım bıraktığım bir kitaba dair

11 0
02.02.2025

Rilke’nin Malte Laurids Brigge’nin Notları’nı ilk okuyuşum değil. Bu şiirsel başlık beni zaman zaman kendisine çekmiş olduğundan, ara ara canlanan bir heyecanla farklı çevirilere yönelmiş ama her defasında belirli bir eksiklik duygusuyla, heyecanımı sürdüremeyerek öylece yarım bırakmışımdır. Açık bırakılan her kitap gibi hem tamamlanmamış hem de nedensiz bir biçimde aklımda kalmıştır. Bende yer etmesi, tuhaf biçimde içinde yazdıklarından çok üzerimde bıraktığı duygusal etki nedeniyledir ve belki de şiir, tam olarak bu demektir! Yani, nedensiz etkisinden çıkamadığımız, içimizde yer ettiğini hep hissedip açıklayamadığımız sözler.

Şimdi bir kez daha, bu defa Gürsel Aytaç çevirisinden (İletişim yay.) okuyorum. İlk satırlardan itibaren, sorunun artık çeviriyle ilgili olmadığından eminim. Bu oldukça güzel bir çeviri. Kitabın kendisinden ya da kendimden kaynaklandığı konusu hiç olmadığı kadar net. Bu kitapta aradığım her neyse, o tam olarak yok ama buna rağmen etki etmesine neden olan bir şeyler var. Açıklanamaz bir şeyler.

Okurken, yine devam edemeyip bırakacak mıyım diye düşünürken buluyorum kendimi. Bu kez daha kararlıyım; ama kararlı olmamın tek nedeni kitabı bitirme azmi değil, bitiremediğim takdirde bunun nedenini bulmak gibi bir meselem var, bu kez. Neden bu ve bu gibi kitapları heyecanla elime alıp sessizce bir köşeye bıraktığımı bilmek istiyorum. Bunu gerçekten istiyorum. Anlı şanlı pek çok kitabı bitiremeyişim üzerine belli belirsiz düşünsem de hiç bu kadar kararlı bir tutumla üzerine düşünme iradesine yaklaşmamıştım.

Önce, kitabın cezbedici olma nedenini düşünmeliyim belki de…Başlama nedenimi bulmalıyım. Bir kere Rilke, mistik bir şair ve Melih Cevdet’in bir yerde dediği gibi, bir şair ne yazarsa yazsın -ya da ne yaparsa yapsın da denilebilir! – öncelikle şairdir, sözünde olduğu gibi yazdıklarının içinde gizli şiirselliği bulmak istiyorum. Hele ki bu mistik bir şairse, her halinin şiirle iç içe yaşanan bir kendinden geçme hali olduğu bile söylenebilir.

Rilke’nin, dünyanın çalkantısı karşısındaki hassas ruhunun içsel isyanıyla yaşantısı arasındaki ilişkiye dair ipuçları bulabileceğimi de düşünüyorum. (Kitabın asıl önemi de burada yatıyor belli ki). Bir de bambaşka bir kültürden ve tecrübeden gelse de bize söyleyebildiği zamansız ve mekânız neler var acaba diye merak ediyorum. Şiiri tam da böylesi bir, zamandan ve mekândan bağımsız oluşla ilişkilendiriyorum. Yersiz yurtsuz, kaynağını şairin de bilemediği esrarengiz dizeler olarak görüyorum. Rilke’nin esrarengiz sıradanlığından, sıradan kelimelerle esrarengiz sıra dışılıklar yaratma ustalığına giden yolu bulmak istiyorum.

Başlıyorum okumaya. Rilke’yi düşünüyorum okurken. Yaşadığı şehrin sokaklarında hissettiği yalnızlığın gözleriyle bakıyor her şeye.........

© Serbestiyet