Kılıçdaroğlu’na “Hodri meydan!”, Bahçeli’ye “Sayın genel başkanım!”
Olana, bitene, gelene, gidene, kalana, ölüme peki demekten, her ‘kandırıldım’ hikayesine ‘eyvallah’ eklemekten, evrim geçiren siyasetçilerin ittifak hallerini kabullenmekten, beynimiz su kaynattı…
CHP’li belediyelere yönelik gözaltı ve tutuklama dalgasının son fotoğraf servisinde, polislerin arasında arka arkaya dizili belediye çalışanlarının ve yöneticilerinin “işte bunlar” dercesine sunulan hikayesine bakarken en çok da…
Size ne hatırlattı bilmiyorum ama, geçmişte örneklerini acımasızca yaşadığımız dönemler geldi benim aklıma… En çok da Ergenekon ve Balyoz davaları dönemindeki gözaltılar, tutuklamalar, soruşturmalar, suçlamalar, kendini savcı, eldeki savcıyı da kahraman ilan edenler, Silivri Cezaevi’ne gönderdikleri Genelkurmay Başkanı’nı “terör örgütü yöneticisi olma ve anayasal düzeni ortadan kaldırma” suçlamasıyla 26 ay cezaevinde yatıranlar, ardından da o bildik finalde “kandırıldık” diyenler…
Bugünkü süreçse, Ekrem İmamoğlu özelinde, neredeyse tüm CHP için yaşanıyor, hatta 30 Haziran’daki kurultay davasından çıkacak kararın ardından, aynı CHP’de, tarihinin en büyük depreminin yaşanması da bekleniyor!
Ne olabilir ki, diyenleriniz var, biliyorum…
Ne olabilir ki kısmına en net cevabı vereyim o zaman…
Söz konusu davada “mutlak butlan” (yok hükmünde) ilanı durumunda, 4-5 Kasım 2023 kurultayı öncesine dönülmesini ve seçimi kaybeden Kemal Kılıçdaroğlu’nun da bugünün yargısı eliyle CHP’nin başına getirilmesini konuşuyoruz… Seçim dönemlerinde bile ekranına çıkartılmadığı için açık açık eleştirdiği TRT’nin ekranlarına, bu konuyu ve partisinin şaibeli (!) denen kurultayını konuşması için çıkartılan aynı........
© sendika.org
