Halkın TRT’si kimin sesi?
Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT), kuruluşundan bu yana Türkiye siyasi tarihinde hep önemli bir rol oynadı. Ancak bu rol, çoğu zaman tarafsız kamu yayıncılığı ilkesinden uzak, iktidarların ya da askeri vesayetin sesi olma yönünde evrildi. Darbeler döneminde yaşananları hatırladıkça, bugün TRT’nin bazı yayın politikalarının yarattığı rahatsızlık daha da anlam kazanıyor.
27 Mayıs 1960 darbesinde TRT henüz yoktu ama “Devlet Radyosu” darbenin ilk sesini duyuran organ olmuştu. Bu, medyanın siyasi müdahalelerdeki gücünün ilk habercisiydi. 12 Mart 1971 muhtırası ve özellikle 12 Eylül 1980 darbesi sırasında TRT, doğrudan askeri yönetimin kontrolüne girdi. Darbe bildirileri radyodan okundu, tüm yayınlar durduruldu, haberler sansürlendi. Kurum, adeta bir propaganda aracına dönüştü. “Milli birlik ve beraberlik” adı altında tek sesli, iktidar odaklı yayıncılık benimsendi. Sol görüşlü sanatçılar, gazeteciler tasfiye edildi.
28 Şubat 1997 “postmodern darbe” sürecinde ise durum biraz farklıydı. Doğrudan askeri müdahale olmasa da, TRT asker-medya-bürokrasi ittifakının bir parçası olarak yönlendirildi. Dönemin........
© sendika.org
