Hep sizde mi olacak, biraz da bize faşizm (6): Esther Projesi, Siyonizm ve ABD faşizmi
2025 Projesi ile bodoslama saldırının şoku daha geçmeden Heritage Foundation bu kez siyonizmi neredeyse resmi ideoloji olarak Amerika’ya temelli yerleştirmeye yönelik başka bir projeyle salvoya geçti. 2024’te açıklanan bu projenin adı Esther Projesi (Project Esther)[1] ve en garibi de bunu “ilericilik”, “gelişme” adı altında öne sürmeleri.
Raporun tespitine göre, Filistin taraftarlarının çoğu Hamas’ın denetimi altında ve direkt Amerika’ya, Amerika’nın geleceğine, demokrasiye, kapitalizme ve özgürlüklere saldırı içinde olan düşman güçlermiş. Bu güçlerin de amacı Amerika’nın İsrail’e sağladığı desteği kesebilmekmiş. Filistin’e destek verenleri terörizmle suçlamak için, bir ad bile takıyor vakıf: HDA (Hamas Destek Ağı – Hamas Support Network).
Amerikan eyaleti Montana’nın valilik kapısı. Kapıda Amerikan bayrağı olduğu gibi İsrail bayrağı da yer alıyor. Seçimde “Önce Amerika” sloganıyla oy alan Trump’ın taraftarları buna ne diyecekler acaba?
People’s World dergisinin açıkladığı gibi:
Belge, Siyonizm karşıtlığı ve barış yanlısı duyguların her zaman ve her durumda antisemitizmle (Yahudi düşmanlığı) eşdeğer olduğunu iddia ediyor. İddiaya göre “küresel Hamas destek ağı” ile bağlantılı olduğunu belirlediği gruplara sızma, gözetleme ve yok etme çağrısında bulunuyor.
Hedeflenen örgütler arasında şunlar yer alıyor ancak bunlarla sınırlı değil: Filistin’de Adalet İçin Öğrenciler, Filistin İçin Amerikan Müslümanları, Barış İçin Yahudi Sesi, Küresel Adalet İçin İttifak, Tides Vakfı ve hatta Rockefeller Kardeşler Fonu. Garip bir şekilde bu grupların motivasyonlarının ve tarih anlayışlarının Komünist Manifesto’nun “sayfalarından” geldiğini iddia ediyor.[2]
Yani, bir taşla iki kuş vurmak için cihatçı Müslümanlarla milyarder Rockefeller Fonu ve komünistler aynı torbaya konarak İsrail düşmanlığı üzerinden terörist ilan ediliyor.
İsrail’in iddia ettiği saçma sapan “İsrail ve Siyonizm karşıtlığı ırkçı antisemitizmdir” söylemi bu manifestonun temelini oluşturmakta. Ve bu doğrultuda, belge açıktan İsrail güzellemesi olarak gözükmemek için kendisine “Yahudi düşmanlığıyla mücadele, ırkçılıkla savaş” görünümü veriyor. İsrail karşıtlığını hemen Amerikan karşıtlığıyla birleştirerek Trump’ın milliyetçi tabanını da İsrail’i kayıtsız şartsız korumaya çağırıyor:
İsrail hükümet politikasını sorgulayan veya meydan okuyan eğitim, konuşma, örgütlenme ve bağış toplama konusunda bir baskıya girişmek için “ortaklara” çağrıda bulunuyor. ABD hükümetinin yürütme organının İsrail’i eleştiren örgütleri kovuşturmasını öneriyor. “Umuyoruz ki bu çaba, istekli bir Yönetim Beyaz Saray’ı geldiğinde kamu-özel sektör ortaklığı için bir fırsat sunacaktır.” [vurgular orijinalde]
Proje 2025’e eklenen bu ek, Kongre’nin 16 üyesini “Washington’da Yahudi düşmanlarından, İsrail düşmanlarından ve Amerika düşmanlarından oluşan aktif bir gizli örgüte” liderlik etmekle suçluyor ve onları “Hamas grubu” olarak etiketliyor. Belge, Demokrat Michigan Temsilcisi Rashida Tlaib’i kınama çabasına karşı oy kullanan Yahudi milletvekillerinin sayısının, bu çabaya oy verenlerden fazla olmasından yakınıyor. On Yahudi senatörün de “hem kötü şöhretli hem de açıklanamayan İsrail karşıtı pozisyonlara” sahip olduğunu iddia ediyor.[3]
ABD meclisindeki tek Filistinli temsilci İsrail’in soykırımından bahsettiği için şiddetli kınama ile cezalandırılıyor.
Alıntıda sözü edilen Michigan temsilcisi ve meclisteki tek Filistinli olan Reşide Tlaib’in (Rashida Tlaib) İsrail’e karşı mecliste yaptığı konuşma yüzünden, meclis tarafından şiddetle kınanmasında onu destekleyen birkaç temsilci de, hem de Yahudi, hemen İsrail (dolayısıyla Amerika) düşmanı olarak niteleniyor. Filistin’in durumunu mecliste anlatmak Tlaib’i neredeyse meclisten atmaya getiren bu şiddetli kınamaya neden olmuştu. Tlaib’e karşı oy kullananlar sadece Cumhuriyetçiler değil, kendi partisinden de vekillerdi. Onlara göre, “Nehirden denize, Filistin özgürleşecek” sloganı İsrail’i ve dolayısıyla Amerika’yı yok etmek isteyen hainlerin atabileceği bir slogandı. Aynı bu belgedeki oyun planı takip edilmiş, İsrail’e karşı söylenen her şeyin ırkçılık ve antisemitizm olduğu söylenerek mecliste kınanmıştı. 234’e 188 oyla kabul edilen kınama tartışmalarında Tlaib “En büyük müttefikimiz İsrail ve 7 Ekim saldırısı hakkında inanılmaz yalanlar söyledi”[4] denilerek aşağılanmıştı. Ancak belli olan, artık İsrail’i savunmak bir Amerikan değerlerini savunmakla eşitlenmiş ve bu faşist belge doğrultusunda İsrail karşıtı her söylemin ırkçılıkla, Yahudi düşmanlığıyla ve hatta Amerikan düşmanlığıyla birleştirildiği tescil edilmiş oluyordu.
Ancak, Heritage Foundation’ın Siyonizm’le Yahudiliği birbirine kasıtlı katmasına da ilk önce Yahudi örgütleri karşı çıkmıştı. Pek çok Yahudi, ırkçılık olan Siyonizm’in kendi dinlerini de kirlettiğini biliyorlar. Bunlar, siyasi bir akım........
© sendika.org
