EKREM İMAMOĞLU TUTUKSUZ YARGILANMALI
19 MART SONRASI ANKETLERDE BÜYÜK DEĞİŞİM: HALKIN
SORUNLARINDA “YARGI” İLK DEFA 2 NUMARAYA ÇIKTI
Önce dün gördüğüm bir haber üzerine, çok samimi bir gözlemimi aktarayım.
Önüme düşen haberlerden birinde çok düşündürücü bir bilgi vardı.
Önce inanamadım.
Ne yazık ki doğruymuş.
Gözaltına alınan insanların sayısı 2000 bine yaklaşınca, Vatan Caddesi’ndeki Emniyet Müdürlüğü'nün nezarethanelerinde yer kalmamış.
Bunun üzerine yeni gözaltına alınanlar başka yerlere sevk edilmeye başlanmış.
Bu yerlerden birinin adını aynen şöyleydi:
“Esenler Atışalanı…”
“Alan” kelimesi anında yapıştı hafızama…
O an İçişleri Bakanımıza seslenmeye başladım içimden.
“Yaşınız müsait, emin olun çok yanlış anlamalara yol açacak sembolik bir yer bu” demek istedim.
Aslında götürüldükleri yer Emniyet’in oradaki bir binası.
Ama iş, Emniyet'in nezarethanelerinden taşıp, “alan” kelimesi ile ifade edilen mekanlara yayılıyorsa…
“Aman dikkat” derim.
GÖZALTINA ALINAN İNSANLARI ATIŞ
POLİGONLARINA DOLDURMAK YANLIŞ
Yirminci Yüzyıl tarihinde, askeri darbelerin ve diktatörlüklerin en kalıcı sembolü, darbecilerin ‘alanlara” doldurduğu insanlardı.
Bunun sembolü de statlardı.
ChatGBT’ye girin ve şu cümleyi yazın:
“Darbelerde stadlara doldurulan insanlar…”
Ben yazdım.
Önüme gelen bilgi satırı satırına şuydu:
“Darbeler sırasında statlara doldurulan insanlar, genellikle askeri yöntemlerin kitlesel gözaltılar ve baskılar için uyguladığı yöntem olmuştur. Özellikle 20’inci Yüzyıl'ın ikinci yarısında gerçekleşen askeri darbelerde sıkça görülen bu durum, toplu tutuklamaların en bilinen simgelerinden biri haline gelmiştir.”
CHATGBT’NİN VERDİĞİ ÜÇÜNCÜ ÖRNEĞE DİKKAT
Şimdi dikkat…
Bunun altında üç örnek veriliyor:
(*) “1973 Şili Darbesi… Estadio Nacional Stadyumu.
Bu stadyum, orada elleri parçalanarak öldürülen ünlü şarkıcı Victor Jara’nın şarkılarında hâlâ yaşıyor.
(*) Arjantin, 1976-1983 cuntası.
Ve üçüncü ve en yakın örnek.
(*) Türkiye, 12 Eylül 1980 darbesi. O darbede bazı stadlar gözaltı merkezi olarak kullanıldı.”
Hiçbir iletişimciniz, tarihçiniz size bunları hatırlatmıyor mu?
Sizi uyaran tek makul insan kalmadı mı?…
Dünyada bu çapta benzerleri ile karşılaştırıldığında hiç şüphesiz en barışçı gösteriydi.
Neredeyse tek saldırı olmadı binalara, arabalara.
O zaman bu kadar fazla insanı gözaltına almanın izahı güç.
15 TEMMUZ 2016 GECESİ SAAT 22’DE YAZDIĞIM YAZI
Dün bu haberi okuduğumda, 15 Temmuz 2016 gecesine döndüm.
O gece Türkiye’nin seçilmiş cumhurbaşkanına karşı acımasız bir askeri darbe başladığında, saat 22 civarında şu yazıyı yazdım ve gazeteye gönderdim:
“Bu gece hafızam bana şunu hatırlattı:
Vicdanım, benliğim, aldığım eğitim…
Demokrasiye olan inancım…
Hepsi aynı şeyi söylüyordu:
Bir kere daha anladım ki,
Benim yaşayabileceğim tek ortam demokrasidir.
Partilerin, liderlerin seçimle işbaşına geldiği, seçimle gittiği bir sistem…”
O YAZIYI UÇAKLAR TBBM ÜZERİNDE UÇARKEN YAZMIŞTIM
O yazıyı uçaklar hâlâ Türkiye Büyük Millet Meclisi........
© Samimi Haber
