menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

BOĞAZİÇİ AVLUSUNDA BİR İFTAR VAKTİ BAŞLAYAN NEHİR ROMAN

49 0
13.03.2025

Önceki gün Boğaziçi Üniversitesi’nin bahçesinden gelen fotoğraf bir dönem filmi gibi hafızama yerleşti.
Üniversitenin bahçesinde iftar yemeği verilmiş.
Binlerce öğrenci yere serilen sofrada iftar açıyordu.

Yıllar önce Ahmet Hakan’la birlikte gittiğimiz umrede, Medine’deki Mescid- i Nebevi Camisi'nin avlusunda açılan iftar sahnesi geldi gözümün önüne.
Orada bu yer sofrasının çok pratik ve hızlı biçimde kaldırılıp, teravih namazı kılınacak hale getirilişini hayretle seyretmiştim.
İnsan toplumsal olaylara sosyolog gözüyle baktığı zaman bazı ayrıntıları merak ediyor.

Acaba üniversitenin bahçesindeki bu iftara katılanların kaçı Boğaziçi Üniversitesi veya herhangi bir üniversitenin öğrencisiydi?
Kaçı dışardan iftara davetlidir?
Fotoğraflardan pek çıkaramadım.
Merakımın nedeni de şu:
Türkler Ramazan, Cuma ve Bayram namazı Müslümanıdır…
Yıllar önce Hürriyet’te genel yayın yönetmenliğine başladığımda, Ramazan sırasında öğle yemeği talebinin yüzde 60 düştüğünü öğrendiğimde şaşırmıştım.
Hürriyet’te bu kadar çok insanın oruç tuttuğunu tahmin etmiyordum nedense…

Boğaziçi’nin avlusundan gelen fotoğrafa bakarken, çok yıllar öncesine döndüm.
Gözümün önünden, nehir roman biçiminde bir belgesel geçti…
Şimdi o iftar sofrasından filmi geri sararak, 56 yıl önceye dönüyorum.

Yıl 1969…
Londra’da finansal şirketlerin toplandığı Moorgate’de bir ofis.
Amerika Birleşik Devletleri’nin ilk bağımsız denetim şirketi Arthur Andersen, Londra bürosunu açmış.
Amerikan yatırımcılarının Avrupa’ya açıldığı yılların başı.

İşte yeni açılan o büroda, 1969 yılında bir Türk genci işe başlıyor.
Adı Mehmet Önkal.
CV’sinde şu yazmaktadır:
Robert Kolej Yüksek Okulu…
İşe alınmasının arkasında Türkiye’den gelen bir talep vardır.
Onun için de, nehir romanımız o günden 19 yıl önceye doğru akıyor.

Yıl 1950...
Türkiye’nin özel sermayeli ilk kalkınma ve yatırım bankası olan “Türkiye Sınai Kalkınma Bankası” kuruluyor.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ve ticari bankaların pay sahipliği ile kurulmuştur.
Bu banka, yabancı kredi kaynağının Türkiye’ye girişi ile ilgili de ilk adımlardan biridir.
Demokrat Parti’nin iktidara geldiği yıldır ve ülkenin kalkınma mottosu, “Karma ekonomidir…”
Bu adeta kutsal bir kavramdır.

Ancak 1960’ların sonlarına yaklaşıldığında artık “yerli malları” ideolojisinin sonuna gelindiğini farkeden insanlar vardır.
Nitekim Türkiye Sınai........

© Samimi Haber