19 Mart darbesi sonrası ilk anket sonuçları geldi
19 MART DARBESİ SONRASI İLK ANKETLER GELMEYE
BAŞLADI: İKİ SORUDA 5 PUAN ARTIŞ, 1 SORUDA DÜŞÜŞ
Sonuçları açıklayacağım, ama önce seslenmek istediğim insanlar var.
AKP ve MHP’nin vicdan sahibi milletvekilleri...
O partilere oy veren vicdan sahibi insanlar...
Bu ülkenin vicdan sahibi hakim ve savcıları...
Yüksek Mahkeme ve HSYK üyeleri...
Bugün de size seslenmeyle devam ediyorum.
17 EYLÜL 1961 SABAHI YAŞADIĞIMIZ TRAVMA
Bu ülke 17 Eylül 1961 sabahı toplumsal bir trajedi ve travma yaşadı.
Türkiye’nin seçilmiş bir başbakanı ve iki bakanı o sabah idam edildi.
O sabahın gecesi, Demokrat Parti'ye oy veren ve Adnan Menderes’i hayranlık seviyesinde seven annem ve babamın evinde sabaha kadar Kur'an okundu.
Belki bazılarınız o günleri bilmeyecek, hatırlamayacak yaştasınız.
Ben 14 yaşımdaydım ve çok iyi hatırlıyorum.
O SABAH SEÇİLMİŞ BAKANIN İDAM GÖMLEĞİNDE ŞU YAZIYORDU: YOLSUZLUK
O sabah asılan üç seçilmiş siyasetçiden biri Maliye Bakanı Hasan Polatkan’dı..
Onu asan darbecilerin idam gömleğine görünmez kalemle yazdıkları suçlamalardan biri şuydu:
“Rüşvet ve yolsuzluk…”
Tıpkı bugün İstanbul’un seçilmiş Büyükşehir Belediye Başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun sırtına yapıştırılan iddia gibi.
“Yolsuzluk ve rüşvet…”
Bu ülkenin makus talihinde ne yazık ki “yolsuzluk ve rüşvet”, seçilmiş insanları darbe ile indirmek için en çok kullanılan bahanelerden biridir.
2002 YILINDA BİR SEÇİLMİŞ BAŞKANIN SIRTINA DA AYNI ETİKET YAPIŞTIRILMIŞTI
Sadece 27 Mayısçılar mı?…
2002 yılında dönemin Ecevit-Bahçeli-Yılmaz koalisyonu döneminde, cumhuriyet başsavcısı dönemin seçilmiş İstanbul Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile onun yerine vekil olarak seçilen Ali Müfit Gürtuna için de bir yolsuzluk ve rüşvet iddiasıyla suç duyurusunda bulunmuştu…
O listeye bakarsanız İstanbul’un seçilmiş Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun bugün sırtına yapıştırılmak istenen yolsuzluk ve rüşvet iddialarından daha uzun, daha ayrıntılı olduğunu görürsünüz.
Üstelik o suç duyurusunu yapan İstanbul savcısı değil, cumhuriyet başsavcısıydı.
Erdoğan o davalardan Rahşan Ecevit affı ile kurtulmuştu.
FETÖ’CÜ POLİS VE SAVCILAR 17-25 ARALIK’TA NE YAPMIŞTI?
Bitmedi…
Daha yakına gelelim.
Yıl 2013…
O malum 17-25 Aralık olayı.
Henüz 12 yıl geçti.
Neydi o olay?
Dönemin Başbakanı Erdoğan 4 bakan hakkındaki rüşvet ve yolsuzluk suçlaması değil mi?…
Bizzat Cumhurbaşkanı ve AKP o olay için ne demişti?
“FETÖ’nün seçilmiş insanlara karşı darbe girişimi…”
O........© Samimi Haber
