Baban zengin mi?
“Baban zengin mi?”
On altı yaşındaydım, bir arkadaşım bu soruyu sorduğunda. Kalakaldım. Başka gezegenden biri yanıma gelseydi, daha az şaşırırdım.
‘Zenginlik’, o güne kadar bir sıfattan öteye gitmemişti yaşamımda. Maddeyle eşleştirdiğimde evimizde ‘para’yla ilgili bir sohbet duymamıştım. Belki de çocukların önünde konuşulan bir konu değildi. Alınması gereken alınır; her cuma akşamı ‘haftalık’ verilir, birazını da kumbaraya atmamız önerilirdi.
Bizden farklı olanların varlığını, tabakta her yemek bıraktığımızda annemin, “Yazık değil mi, dünyada o kadar aç çocuk varken, siz önünüzdekini bitirmiyorsunuz” serzenişiyle öğrenir, ‘yokluk’ diye bir kavram olduğunu anlar, hem çocuklar için üzülür, hem son lokmaları zorla yerdik.
Filancanın zengin kütüphanesi veya falancanın zengin koleksiyonu vs gibi tanımları duyardım, ama para ve zenginlik arasında empati yapıldığını, kiminin parayı amaç, kiminin ise araç olarak kullandığını sonraları anlayacaktım. Dolayısıyla ‘baban zengin mi’yi yanıtlamak kolay........
© Şalom
