menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Çiftçilerimize helal olsun…

2 0
14.05.2025

Tam gününde bu yazı önünüze geliyor.

Önce bana ilginç gelen bir not ile başlayayım:

Bildiğiniz gibi, dünya milletleri arasında ve anılan neredeyse sayısız günler var. Bunlar önemli: Örneğin 1 Mayıs İşçi Bayramı, mayısın ikinci pazarı Anneler Günü, 14 Mart Tıp Bayramı ve… Cadılar Bayramı! Gerisini siz getirin.

Bu günlerin çoğunun uzun yıllara dayanan geçmişleri var…

Hal böyle iken binlerce yıldır insanlığı beslenmesinde en büyük rol oynayan çiftçilerimiz için bir gün tertiplenmesi için 1988 yılını beklemek gerekti. İnanılır gibi değil…

Bence esas sebep asırlardan beri topraklarımızı eken, sulayan, biçen kişileri ta Orta Çağ’dan beri bizlere bir ‘serf’ (toprakla uğraşan ancak özgür olmayan insanlar) olarak tanıttılar. Hatırlayın ülkemizde gençlik yıllarımızda köy dediğimiz zaman aklımıza ağalar ve onların emrinde bulunan ‘marabalar’1 gelirdi. Bu konu üzerinde dram ve komedi olarak kaç film ve tiyatro seyrettiğinizi de lütfen unutmayın.

Köylü belli yıllara kadar çaresiz, bilgisiz, sadece gelenek ve göreneklere bağlı olarak çalışan ve daima sömürülen bir kitle olarak görülürdü…

En çarpıcı ve çiftçilerimizi bezdiren baskı Aşar Vergisi’ydi. 1925 tarihinde kaldırılmasına rağmen, 1943 yılında, Başbakan Şükrü Saraçoğlu zamanında tarım ürünleri vergisi adıyla yeniden yürürlüğe konmuş ve 1946 yılına kadar yürürlükte kalarak çiftçilerden 167 milyon TL toplanmıştı2.

Ancak köylü ve çiftçimiz yılmamış, süregelen zaman zarfında kendisini geliştirmiş ve daha iyi verim almak için gereken yöntem ve tedbirleri almasını bilmiştir.

Bilhassa başta, üstün gayret, bilgi ve tevazuu ile çalışan Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı kadrolar olmak üzere, ziraat fakültelerimiz, tohumculuk şirketleri, gübre fabrikaları, her an -abartmıyorum- çiftçimizin yanında olmuşlardır. En önemlisi daima onlara yenilikleri aktarmasını bilmişlerdir.

Biraz sıkıcı olabilir amma,........

© Şalom