menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

127 yıllık Or Ahayim Hastanesi kapanıyor mu?

9 1
25.07.2025

Dedikodu, insanlık tarihi kadar eski bir toplumsal davranıştır. Genellikle olumsuz bir çağrışım uyandırsa da, insanlar arasındaki iletişimin kaçınılmaz bir parçasıdır. Bazen masum bir sohbet konusu, bazen de itibar zedeleyen bir araç olarak karşımıza çıkar. Dedikodu, genellikle bir kişinin arkasından yapılan, doğruluğu kesin olmayan konuşmalardır. Latince ‘dedicatum’ kelimesinden türeyen bu kavram, “bir şeyi yaymak” anlamına gelir. Bu yönüyle dedikodu, bilgi akışının bir biçimidir; ancak bu bilginin amacı, içeriği ve etkisi, onu masum bir sohbetten zarar verici bir araca dönüştürebilir.

Tıpkı İslamiyet’te de olduğu gibi Yahudilikte de dedikoduya bakış açısı oldukça ciddidir ve kesin bir şekilde olumsuzlanır. Hem ahlaki hem de dini açıdan dedikodu İbranice’de Lashon Hara – לשון הרע, yani “kötü dil” büyük bir günah olarak kabul edilir. Lashon Hara, bir kişi hakkında doğru olsa bile, onun itibarını zedeleyecek, onu küçük düşürecek ya da olumsuz bir izlenim yaratacak bilgilerin başkalarına anlatılmasıdır. Yani, anlatılanın doğru olması onu meşru yapmaz. Bu noktada Yahudilik, “gerçek ama zararlı” söze de kesin şekilde karşıdır.

Tevrat’ta (Levililer 19:16) “Akraban hakkında dedikodu yayma” şeklinde geçen emir, toplumda bir kişinin arkasından konuşmanın, halkın birlikteliğini ve güvenini bozacağını vurgular.

Talmud’da ise (Arachin 15b) “Lashon Hara işleyen, üç kişiyi birden öldürür: söyleyeni, dinleyeni ve hakkında konuşulanı” diye belirtir. Bu, dedikodunun sadece hedef alınanı değil, aynı........

© Şalom