menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Su kavgası

8 0
23.05.2025

Keşmir bölgesi, Hindistan, Pakistan ve Çin arasında süregelen siyasi anlaşmazlıklarla tanınan, tartışmalı bir coğrafya haline geldi.

Keşmir, yüzyıllar boyunca farklı inançlara ev sahipliği yapmış kadim bir coğrafya. Bölgedeki ilk organize din Hinduizmdi. Ardından MÖ 3. yüzyılda Maurya İmparatoru Ashoka Budizmi buraya taşıdı. 14. yüzyılda ise Şah Mir adında bir Müslüman komutan Keşmir’i fethetti ve ilk Müslüman hanedanı kurdu. Zamanla, Sufi dervişlerin etkisiyle İslam barışçıl yollarla yayıldı ve nüfusun büyük kısmı Müslüman oldu.

1846’da İngilizler Keşmir’i Dogra hanedanından Gülab Singh’e sattı ve bölge yarı bağımsız bir prenslik haline geldi. Yüzyıl sonra, 1947’de Hindistan ve Pakistan bağımsızlığını ilan ettiğinde, Keşmir’in nüfusu çoğunlukla Müslümandı; ancak başta Hindu bir yerel kral olan, Maharaca Hari Singh vardı. Tarafsız kalmak isteyen Hari Singh, Pakistan destekli bir isyan çıkınca Hindistan’dan yardım istedi ve ülkeye katılma belgesini imzaladı. Bu adım, Hindistan ile Pakistan arasında ilk Keşmir Savaşı’nın fitilini ateşledi. Sonunda Birleşmiş Milletler devreye girdi ve bölge fiilen ikiye bölündü.

Keşmir bölgesi, Türkiye topraklarının dörtte biri büyüklüğünde bir yüzölçüme sahip. Bugün bu toprakların yaklaşık yüzde 55’i Hindistan’ın, yüzde 35’i Pakistan’ın, kalan küçük bir kısmı ise Çin’in kontrolünde. Hindistan yönetimindeki Keşmir’de halkın yaklaşık yüzde 68’i, Pakistan tarafında ise yüzde 94’ü Müslümandır.

Keşmir sadece etnik ve dini kimliklerle değil, su kaynakları, sınır........

© Şalom