menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Mutlak - Mukayyed, Âmm - Hâss

11 0
27.06.2025

MUTLAK - MUKAYYED

Itlak, kelime manasıyla “salıverme, serbest bırakma” demektir. Bu kökten gelen mutlak, belirli olmayan bir ferdi veya fertleri gösteren ve herhangi bir sıfatla kayıtlanmış olmayan lafızdır. Mukayyed ise, herhangi bir sıfatla kayıtlanmış olan lafızdır. Mesela, “bir meyve istiyorum” dediğimizde, bu ifade mutlaktır, hemen her meyve bunun şümulüne girer. Ama “kırmızı bir elma istiyorum” dediğimizde bunu hem elma olmakla, hem de renginin kırmızı olmasıyla kayıtlamış oluruz.

Bediüzzaman, bir hadisle ilgili sorulan soruya cevap verirken, ilgili hadisin mutlak ifadesinin belli bir kayıtla anlaşılması gerektiğine dikkat çeker. Şöyle ki:

Sual: Sen bu zamanın hâdisâtına, fitne-i âhir zaman diyorsun. Hâlbuki hadiste varit olmuş ki: "Âhir zamanda Allah Allah denilmeyecek, sonra kıyamet kopacak."[1]

El-cevap: Evvela: Fitne-i âhir zamanın müddeti uzundur; biz bir faslındayız.

Sâniyen: Yerde Allah Allah denilmeyecekten murat; Allah'a iman kalkacak demek değildir. Belki Allah’ın namını değiştirecekler demektir. Nasıl ki yerde Allah Allah denilmezse kıyamet-i kübrâ kopacak. Bir memlekette de Allah Allah denilmezse bir nevi kıyamet kopmasına işarettir.[2]

Bediüzzaman, cevabına dipnot olarak “Ümmetimden bir taife kıyamet gününe kadar galibâne hak üzere olacaktır”[3] hadisini ilave eder ve bu hadisin diğer hadisi takyit ettiğini söyler.

ÂMM - HÂSS

Âmm, genel demektir. Kapsamına giren bütün fertleri herhangi bir ayırım ve özel anlatım olmaksızın içine alır. Hâss ise özel demektir. Terim olarak tek bir vaz‘ ile bir tek manaya veya sınırlı sayıdaki fertlere delâlet etmek üzere konulmuş lafzı ifade eder. “Herkes gelsin” dediğimizde âmm, “Ahmet gelsin” dediğimizde hâss (hususi - özel) bir ifadede bulunmuş oluruz.

Âmm bir ifade, bazı karinelerle tahsis edilir. Meselâ haccın........

© Risale Haber