İstibdadın farklı kılıkları ve Bediüzzaman
Oldum olası Cemaleddin Afgani meselesi Bediüzzaman’ın mesleğinin anlaşılmasının önüne geçmiş ve bir nebze de olsa gölgelemiştir. İttihad-ı İslam meselesini diğer boyutlarla karıştıranlar olmuştur. Elbette bilenler doğrusunu biliyor. Lakin yine de ağyar arasında farklı düşünenler çıkıyor. Bediüzzaman ittihad-ı İslam fikriyatında selefleri arasında saydığı Cemaleddin Afgani ile arasında çok boyutlu ve yönlü bir trafik ve irtibat öngörülür. Eskiler bu meyanda şöyle demişlerdir: Kem min aibin kavlen sahihen ve afatuhu mine'l fehmi's sakim: Nice doğru söz vardır ki, afeti yanlış anlaşılmaktır.
Esasında Cemaleddin Afgani hem siyaset hem komitacılık hem de istibdat meraklısıdır. Sevdalısı veya müptelası da denebilir. Darbeci ve inkilapçı ya da devrimci bir yönü vardır. Sultan Abdulhamid'in ona mesafe almasında en büyük pay sayılan özellikleri olmalıdır. Hidiv Tevfik'e yönelik suikast hazırlığı ya da İran Şahı Nasirüddin Şah'a suikast yönünde hizmetçisini azmettirmesi gibi hususlar mesleğindeki taşkınlığa işaret eder. Kül yutmaz İkinci Abdulhamid jurnaller ve jurnalciler vasıtasıyla mutlaka bunları duymuş olmalıdır. Hem ondan yararlanmak hem de kontrol etmek istemiştir. Onun vasıtasıyla Iraklı Şiilerle daha yakından temas kurmak istemiştir. Lakin sonunda mizaçlar uyuşmayınca yollar ayrılmıştır. Afgani’nin Sultan Hamid’i huzurunda hicvettiği bilinmektedir. Böyle de bir pervasız kişiliği de vardır. Bediüzzaman gibi Sultan Abdulhamid'in de........
© Risale Haber
