Sebeplere Riayet ve Allah Sevgisi
Soru: Okuduğum bir kitapta kişi Hz. Hızır’ı (AS) rüyada görür ve Hızır (AS) ona şöyle bir cümle söylüyor: “Abd-i habib (sevilen kul) olmak istersen sebeplere riayet ederek yaşayacaksın.” Bu ne demektir? Sebepleri sünnetullahın kanunlarına göre mi belirleyeceğiz? Yoksa sebeplere boyun mu eğeceğiz? Ya da sebebin sebep olduğunu nasıl anlayacağız?
Cevap: Sebeb, Arapça’da, ip demektir. Nasıl ki bir ip, iki ayrı şeyi bir birine bağlar; ayrı iken eksik görünen veya yaratılış gayesini ifade edemeyen şeylerin bir araya gelmesini ve vazifesini görmesini sağlar. Ayakkabı bağcığı gibi… Aynen öyle de yeryüzünde her şey bir şeylere sebep kılınmış. Tek başına iken yaratılış gayesini yerine getiremeyen, potansiyel yeteneklerini açamayan şeyler başka bir şeyle temasa geçtiğinde içindeki güzellikleri sergilemeye başlıyor. Bu manada Allah hikmetiyle her şeyi bir ip gibi diğer şeylerle bağlamış.
Bağlayıcı ipler içinde en güçlüsü “ihtiyaç”tır. Kadın, anne olmak için erkeğe muhtaçtır; erkek baba olmak için kadına ihtiyaç duyar. Kadın ve erkek, annelik ve babalık makamına çıktıklarında kalplerindeki merhamet hazinesi, ruhlarındaki şefkat definesi açığa çıkıyor. Bu merhamet ve şefkat ile kadın ve erkek, güçlü ve kudsi bir kişilik kazanıyorlar. Dinsiz bir yazar olmasına rağmen Maksim Gorki bu gözle görünen hakikati ikrar ederek şöyle ifade eder: “Annelik, kadını güçlü kılar.” Sebep ipleriyle birbirine bağlılık meselesini, talebe-hoca ilişkisinde, mürşid-mürid alakasında da görebiliriz. Hatta cansız nesneler arasında bile…
Mesela sıcaklık, buzun suya dönüşmesine sebep olduğu gibi; sıvının da buharlaşıp gaza dönmesine sebep oluyor. Hatta sıcaklık belli bir aşamada gazı da yakıp ateşe ve nura dönüştürüyor. Demek ki sıcaklık bir anahtar gibi, suyun potansiyel bütün yönlerini açığa çıkartıyor. Demek su, sıcaklığa muhtaç…
Aynen öyle de sebep denilen ipler........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein