menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Diyanet Eliyle Modern Bid’at Üretimi, İyilik Yarışması ve Umre Ödülü

14 1
30.07.2025

İlke olarak şahsi ibadetlerde ikinci kişilerin katkısı olmaz, ibadete ortak kabul edilmez. Öyle ki bazı fıkıh kitaplarında “abdest alırken suyu başkasına döktürmek caiz değildir” kaydı vardır. Durum böyle iken Diyanet İşleri Başkanı tarafından ibadetlerin, iyiliklerin yarışma konusu haline getirilmesi hakkındaki açıklamaları bizi hayrete düşürmüştür.

Mehmet Görmez Hoca’nın hâlâ sosyal medyada dinlenip izlenebilen bir kaydına göre, Görmez, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı iken hac işlerinden sorumlu biri olarak Sezai Karakoç’u hacca götürme teklifinde bulunur. Görmez’in Sezai Karakoç’u hacca götürmek istemesinin sebebi; haccın manevi, derinlikli, metafizik tarafının Samanyolunda Ziyafet kitabının yazarı Karakoç tarafından yazılabileceğini düşünmesidir. Çünkü hacı adaylarına verilen kitabın prospektüs gibi hiçbir derinliği yoktur. Görmez, Karakoç’a Kâbe’nin, tavafın, Mina’nın, Müzdelife’nin, Arafat’ın, Kurban’ın hikmetlerini anlatan bir Hac Rehberi yazdırmak istemektedir.

Bu düşünce ile Karakoç’a “Efendim, bu sene sizi hacca götürsek” der. Sezai Bey hiç düşünmeden “Hac bana farz değil” diye cevap verir.

“Olsun efendim, nafile olur” cevabına, “Farz varken nafile yapılmaz” diye mukabelede bulunur. “Efendim farz derken neyi kastediyorsunuz” diye sorar. “İslam ümmetini birleştirmek. Onu yapalım, ondan sonra düşünürüz” şeklinde cevap verir. Biraz daha ısrar edince: “Bizim topraklara pasaportla gitmeyi düşünmem” der Sezai Karakoç.

Başka paylaşımlarda Görmez’in “Hac’da, Arafat Manifestosu yazarsınız belki” sözüne karşı Karakoç’un, “Arafat’ta manifesto yazılmaz vakfeye durulur” cevabı var.

Bu hususa dair birkaç söz söylemek gerekiyor. Öncelikle Görmez’in iyi niyetle hareket ettiğini teslim etmeliyiz. Ancak iyi niyet yetmiyor. Çünkü Mehmet Görmez de bilir ki hac mali bir ibadettir. Dinen zengin olanlara farzdır. Maddi durum, güvenlik ve sıhhi şartları varsa kişi hac ibadetinden sorumludur. Bu şartlara gücü yetmeyenler hac ibadetinden sorumlu değildir.

Görmez, bu şartları taşımayan bir kişiye destek vererek Diyanet’i hac ibadetine ortak haline getirmiş olmuyor mu? Dinimiz İslam bu konuda ne diyor? Çünkü bu yeni bir hüküm ihdas etmek gibi bir şey. Görmez’in niyetini dışta tutarak söylüyorum; eğer Sezai Karakoç bu teklifi kabul etseydi; Başkan Yardımcısı Görmez’in tavassutuyla gittiğinden öncelikle Görmez’e bir pay çıkarılacak idi bu ibadetten. Bir kişinin ibadetinden hem resmî bir kuruma hem de buna vasıta olan Görmez’e bir hisse verilmesinin hükmünü bilmemiz gerek.

Bu teklifte hac yaptırmak karşılığında bir beklenti var. Sezai Bey teklifi kabul etseydi bu beklenti (borç) ile muhatap olacaktı. Karakoç’tan ima ve ihsas ile istenen Hac Rehberi/Hac Manifestosu belki kendisinden daha açık bir lisanla istenecekti. Karakoç kendini böyle bir minnet altında hissedecek, kendiliğinden, içe doğuş ile yazılabilecek bir eseri zoraki yazmak hissi altında kalacaktı, yazılan eser “beklenen” eser olmayabilecekti. O zaman Karakoç’un hem şahsiyeti hem kalemi yara alacaktı. “Milletin parasıyla hacca gitti, eline geçen ilk fırsatta devlet imkânlarına kucak açtı” gibi sözler Karakoç öldükten sonra da onu takip edecekti. Yine de en tesirli ve metafizik boyutlu hac kitabın Sezai Karakoç tarafından yazılabileceğinin teslim edilmesinin altını çiziyorum.

Görmez bu teşebbüsü ile “ibadet hediye etmek, ibadete ortak olmak” gibi yeni bir şey icat etmiş oldu mu olmadı mı diye soruyorum.

Laf açılmışken sormadan geçmeyelim. Diyanet İşleri Başkanlığı hacı adaylarına hâlâ prospektüs cinsinden el kitapları mı veriyor? Okuduğumuz kadarıyla Mehmet Görmez’in sözünü ettiği Hac hakkında yazılabilecek en derinlikli kitap Muhyiddin İbn-i Arabi Hazretleri tarafından yazılmıştır. Sezai Karakoç yazsa idi bu kitabı aşamazdı yazacaklarıyla. Diyanet’e hatırlatmış olalım. Kâbe, Tavaf, Mina, Kurban, Arafat, Vakfe hakkında İbn-i Arabi’nin sözlerini özetleyerek sadece hacı adaylarına değil, hac rehberlerine, vaiz ve müftülere de okutunuz, hac ve kurban konulu vaazlarda İbn-i Arabi’den yararlanınız.

İbadetin Yarışma Konusu Olması

........

© Perspektif