menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Siyaset İhtiyacı…

10 0
02.02.2025

İktidar kendine içten dışa farklı siyaset hatları açarken muhalefeti siyasetsizlikle kuşatmaya, ideolojik tartışmaların içinde hareketsiz kılmaya çalışıyor. Oysa yapılacak iş belli… Siyaset iktidarın ya da rakibin başarısı-başarısızlığı üzerine yapılmaz. Rakip analizi en fazla bir seçim kampanyası konusudur. Muhalefetin ibresini o yüzden iktidara değil, kendine ve millete yöneltmesi ve onun basiretine güvenmesi gerekiyor.

Kartalkaya faciasıyla birlikte ‘toplum olamamak’, ‘bireysel-toplumsal ahlak’ tartışmaları yeniden başladı. İhmal, denetimsizlik ve cezasızlıkla yaşanan sistemsel çöküşün yeni ve acı bir halkasıydı Kartalkaya. Kimileri için bu tartışmalar ilk olsa da aslında yakın tarihimizdeki onlarca yakıcı olayda hep aynı tartışmalar yapıldı. Yasta birleşememek, toplum olamamak veya ahlak tartışmaları bireysel veya toplumsal davranışların, olayların etrafında yapılıyor. Oysa meselemiz kurumsal ahlakla ilgili. Kurumsal ahlakın oluşması için de önce adaletin gerçek anlamda tesisi, cezasızlığın önlenmesi gerekiyor. Yakın tarihin can yakıcı ‘göstere göstere gelen’, hem bireysel hem de toplumsal travma oluşturan facialarının tümünde bizzat acının değdiklerinin sürdürmek zorunda kaldığı bir adalet mücadelesi var. Çünkü kurumsal sorumluluk ve hesap verebilirlik gerektiği gibi işletilmiyor.

“Adaletin yerini bulacağına inanmak istiyorum. Her katmandaki suçluların birer birer en ağırından cezalarını alacaklarına güvenmek istiyorum. Ama elbette çekincelerim, kuşkularım var. O yüzden bu sürecin takipçisi olmak istiyoruz. Pek çok aileyle bağlantı içindeyiz. Hem acımızı paylaşacağız hem de bu süreçlerin takipçisi olacağız. Bu sadece bizim meselemiz değil. Bu sefer ateş sadece düştüğü yeri yakmasın. O yüzden herkes bizimle birlikte adaletin yerini bulmasının takipçisi olsun.” Bu cümleler Kartalkaya’da 18 yaşındaki oğlunu kaybeden Zeynep Kotan’a ait.

Adalet Krizi ve Nöbetleşe Zalimlik

Sadece facialarda değil, gündelik hayattan siyasi hayatımıza adalet krizinin derinleştiği bir vasattayız. 2024 yılında AHİM’e en çok başvuru yapılan ülke olduğumuz belirtiliyor. Anayasa Mahkemesi üyeleri bireysel başvurulardaki artışı sık sık gündem ediyor. Adalet krizinin bir veçhesi de toplum olamama halinin en temel sebeplerinden oluşu.

........

© Perspektif