menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

“Gizli Tanık İfadeleri Başka Delillerle Desteklenmezse ‘Basit Şüphe’yi Geçemez”

10 8
26.03.2025

Bir soruşturmanın temel dayanaklarını esas olarak gizli tanık beyanları oluşturuyorsa, bu delil ancak somut, gerçek ve ilgili başkaca delillerle desteklendiğinde anlam kazanır. Ayrıca, bu tanık beyanlarının somut bir isnat ve tutarlı içerik barındırması zorunludur.

Mülakat: Perspektif

Gizli tanık müessesesi ülkenin gündemine daha çok Ergenekon, Balyoz, Askerî Casusluk gibi soruşturma ve davalarla girdi. Gazete manşetlerinde her gün soruşturmalara yeni bir gizli tanığın dahil olduğu ve söz konusu dosyaların gidişatını kökten değiştirecek ifadeler verdiği haberleri yayılıyordu. Öyle ki bu gizli tanıkların devletin üst kademelerinde görev yapan çok kritik isimler olduğu bile iddia edildi. Yıllar sonra bu haberleri yayan gazetelerin bir kısmından, bu soruşturmaları açıp, gizli tanıkları bulup, onlardan akla-hayale gelmeyecek ifadeler alanların FETÖ’nün yargı ayağına mensup savcılar olduğunu okuduk. Daha sonra ajanslara da röportajlar verip “kullanıldıklarını” açıklayan gizli tanıklar arasında savcılar, eski PKK yöneticileri, eski suçlular vardı. Elbette onların asıl kimliklerini yıllar sonra öğrenebildik. Soruşturma sürerken onların Gizli Tanık Deniz, Gizli Tanık Efe, Gizli Tanık 9, Gizli Tanık Poyraz gibi kod isimleri vardı.

İBB’ye yönelik “yolsuzluk” ve “terör” soruşturmalarında gizli tanıklar yine “sır perdesiyle” birlikte ortaya çıktı. Bu tanıkların kodları, çevreci bir yargıç tarafından konulmuş gibiydi: Meşe, Ladin, Çınar ve İlke. Peki Türkiye’nin yeniden bu konuyu konuşmasına neden olan gizli tanıklık, hukukun tam olarak hangi yanına düşüyor? Perspektif, gizli tanıklığı ve İmamoğlu soruşturmasındaki gizli tanıkları Avukat Adem Bingöl ile konuştu.

Günlerdir tüm Türkiye’nin gündeminde Ekrem İmamoğlu ve diğer İBB yöneticilerine yönelik yürütülen soruşturma var. Soruşturma özelinde ise en çok konuşulan konu gizli tanık ifadeleri oldu. Soruşturmalarda gizli tanık ifadeleri mutlak doğru olarak kabul edilebilir mi?

Devam eden süreçte, ilk olarak emniyet ifadeleri ortaya çıktıktan sonra, yapılan soruşturmanın önemli bir kısmını gizli tanık beyanlarının oluşturduğu anlaşıldı. Ekrem İmamoğlu’na da 121 sayfalık ve 18 sayfalık iki ayrı ifadesinde, suçlamaların ağırlıklı olarak birden fazla “gizli tanık” ve “ismi açıklanmaya tanık” beyanı doğrultusunda sorulduğu görüldü. Her şeyden önce, bir........

© Perspektif