Basın Tarihi: Palalı hukuk…
Basın Tarihi’nin peşinde koşmak, hem Türkiye’nin kurumsal yapılarını değerlendirmeye imkân veriyor, hem de burada neler yaşandığını bir kere daha hatırlatıyor.
Bir süreç içinde izlediğinizde Türkiye, temel sorunlarını çözemeyen, kendi izine düşmüş, özgürlük ve toplumsal refah üretemeyen bir ülke resmi veriyor.
Gazete haberleri izlemek de bu büyük resmin küçük parçalarına bakmak gibi…
Bütün bunlara baktığınızda, hiç değişmeden karşınıza çıkan en önemli eksik gerçek bir hukuk devletinin yokluğu oluyor.
“Hukuk devleti” diyoruz ama hukuk olmayınca zaten gerçek devlet de olmuyor.
Özetle, sorun derin.
***
Geçmiş Temmuz aylarını bu açıdan anımsamak ve olaylara yakından bakmak da yukardaki tespiti somutlaştırıyor.
Örneğin, Kutlu Adalı, 6 Temmuz 1996 gecesi Lefkoşa’da faili meçhul bir cinayete kurban gitti.
29 yıldır katili ortada yok.
Bulunmasının nasıl engellediği de AİHM Kararı’nda tüm detaylarıyla anlatılıyor. Adalı’yı vuran kurşunların balistik muayenesi bile yapılmamış.
Bu cinayet zamanın karanlığında kayboldu sanılırken dört yıl önce Sedat Peker olayla ilgili çok sarsıcı bilgiler verdi.
Ama yargı bugüne kadar gene hâlâ katili bulup çıkarmadı, cinayeti çözmedi.
***
Dün de 8 Temmuz 2018’de Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde meydana gelen tren kazasının 7. yılıydı. Kazada 25 kişi hayatını........
© P24
