menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Okura açık mektup 5

16 0
23.08.2025

Yazar ile sohbetimiz yukarıdaki gibi bitmişti. Tartışmayacağım. Artık bitirelim şu yokuşu ve Tophane’ye geçelim. İtalyan Hastahanesi’nin hemen karşısında, 1732 tarihli Defter Emini[1] çeşmesi var. Çeşmenin yaslandığı duvarın ardında kibrit kutusu kadar bir camii: Ebul Fadıl Mehmet Efendi Camii (1553). Fetih’ten yüz sene sonra. Çevrede cami ve dergâh olarak başka izler de var. Yokuşu inmeye devam edelim. Ve nihayet solda Tophane-i amire binası.

Tophane-i Amire, Osmanlı dönemi askeri sanayi binasıdır. 1992’den bu yana kültür merkezi ve müze olarak kullanılıyor. Sergiler, canlı performanslar vb.

Tophane-i amire’nin karşısında, deniz/boğaz yönünde Tophane Kasrı var.

Abdülmecid dönemi yapısı. Sultan’ın Tophane askeri tesislerini ziyaretinde kullanılıyor.

20. yüzyıl ortalarında şehrin ihtiyaçları ile yollar yeniden düzenlendiğinde, bir şeyler gözden çıkarılıp, bir şeyler yıkıldığında önceki hayatın bütünlüğü parçalanıyor. Parçalar kenar köşede kendi zamanlarından koparılmış şeycikler olarak kalakalıyorlar. Otobüs veya tramvay ile geçerken izliyorsunuz o kalakalmışlığı.

Yukarıdaki son cümle benim zaman, mekan, şehir anlamında algım, hissiyatım. Yapbozun mevcut parçalarına tutunarak ve onlara eksik parçaların verilerini ekleyerek önceki yüzyıla sarkmaya çalışıyorum. Böyle bir huyum var diyelim.

Bu huyum Tophane için belki bir işe yarar. Tophane, Galata ve geniş anlamıyla Pera, yoğun tarih barındıran bir bölge. Sivil binaların mimarisi 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başı hayatlarından sesler yayıyor. O seslerin içinde Türkçe olmayan sesler var. O seslerin hayatları var. Pera, sadece şık hanımlar ve beyefendiler dünyası değildi. Orada şehrin........

© P24