menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Okumalar, değinmeler

12 0
29.03.2025

Haftalardır Seneler (Annie Ernaux) ve Napoli Romanları’ndan (Elena Ferrante) söz ettim. Bu iki yazarı okurken çağrıştırdıklarından, hafızamı dürtüp hareketlendirmelerinden kalkarak bir şeyler yazdım. Okurlar, bu yazıların bazılarına katkıda bulundular. Böylece kıyıda, kenarda hep birlikte düşünce gezdirdik. Bize bu zemini verdiği için P24 ekibine teşekkür ederim. Birkaç son değinme ile çuvalın ağzını bağlayayım, konuyu tamamına erdireyim.

Zihnimde dünyayı saran bir yazar ağı haritası var. Ferrante ve Ernaux bu haritada iki belirgin nokta. Dünyanın çeşitli yerlerinde başka noktalar, başka kadın yazarlar da var. Kişisel olan ile toplumsal olanı içiçe geçirebilen yazarlar. Zihnimdeki ağ haritasında sadece yazarlar değil, okurlar da var. Mesela ben, şu anda ağ örüntüsünde bir yer oluşturuyorum. En azından çabalıyorum. Veya ağ’da yer alabilecek başka bir okur örneği vereyim:

“Birkaç gün önce annem aradı. Evde unuttuğum kitaplardan birini okuduğunu ve çok hoşuna gittiğini söyledi. ‘Hangisi?’ diye sordum, ‘Adı aklıma gelmiyor,’ dedi, ‘ama ince bir kitaptı’. ‘Neden bahsediyordu kitapta, biraz anlatsana, ben bulurum adını’ dedim. ‘Bizim dönemi anlatıyordu,’ dedi, ‘gençliğimin geçtiği zamanları. O günleri aklıma getirdi, kız kardeşlerimi, köydeki, mahallemizdeki kadınları.’ Kitabın hangisi olduğunu çözemeyince, ‘Biraz daha anlatsana konusunu’ dedim anneme. ‘Bir kadın vardı,’ dedi, ‘çocuğunu düşürmek istiyor ama yapamıyordu bir türlü, tıpkı bizim zamanlarımızdaki gibi.’”

Yukarıdaki alıntı, Özcan Yılmaz’ın, Annie Ernaux’nun Kızın Hikâyesi başlıklı denemesinden. (www.k24kitap.org) Yılmaz’ın annesi, Kızın Hikâyesi adlı anlatıdan söz ediyor. Böylece bana, yine aynı anlatıda yer alan, “…başkalarının da aynı zamanda yaşadıklarının tekilliğini ve yalnızlık duygusunu kıran” cümleciğini hatırlatıyor. (A. Ernaux, Kızın Hikâyesi, sf 85, Çev. Siren İdemen, Can Yayınları.) Bu cümlecik edebiyat/anlatı tanımı olarak zihnimi açıyor, yolumu aydınlatıyor. Ernaux ve Ferrante okumaları, değinmeleri sürecinden beni etkileyen, bana değen ve bende kalanlardan biri budur.

Düşüncelerimi yoğunlaştıran ve hafızamın kuytularında dolaşmamı sağlayan bir başka detay/etken Elena Ferrante’nin Napoli Romanları’nda sözünü ettiği mahallenin gündelik hayatındaki şiddet olgusu/kavramıdır:

“Çocukluğumuzu özlemiyorum, şiddet doluydu. Hem evde, hem dışarıda her türlü musibet gelirdi başımıza ama gene de payımıza düşen hayatın........

© P24