menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İsrail'in Filistin İşgali: 1944’ten 2025’e Kanla Yazılan Gerçek Tarih

12 0
29.01.2025

Avrupalı Yahudi göçmenlerin Avrupa coğrafyası üzerindeki yayılımcı politikaları nedeni ile maruz kaldıkları zulüm sonrası 1944 yılı kâğıt üzerinde anlaşmaya varılan İsrail devletinin kuruluşu ile 1945’te biten 1. Dünya Savaşı’nın ardından İngiliz kontrolünde olan Filistin'e gitmesiyle başlayan ve 76 yıldır süren çatışmaların kısa tarihçesi… Ortadoğu’da ne oldu, niçin oldu, ne zaman oldu? Osmanlıya ihanetleri sonrası bir türlü huzura kavuşamayan Filistin halkları ve Siyonist Yahudiler arasında ne oldu? Bu noktaya nasıl geldiler?

İsrail'in Filistin İşgali: 1944’ten 2025’e Kanla Yazılan Gerçek Tarih

İsrail-Filistin arasındaki çatışmalar 7 Ekim’de Hamas’ın İsrail’e karşı başlattığı beklenmedik saldırının ardından bir kez daha alevlendi. İsrail misilleme olarak, Hamas’ın kontrolündeki Filistin bölgesi Gazze Şeridi’ne hava saldırıları yapılması ve “tam bir abluka” uygulanması emrini verdi. Bu, kökleri 20. yüzyılın ortalarına dayanan bir çatışmanın yeni ve ölümcül bir bölümünü teşkil ediyor.

KASSAK Komisyonu Başkanımız Sayın Salih Kurt Beyefendi’nin kaleme aldıkları yazıda, Filistin ve İsrail arasında 76 yıldır süregelen çatışmaların kısa bir tarihçesini derleyerek aktarıyor.

1944: 27 Ocak - Leningrad Kuşatması’nın sona ermesiyle hammadde sıkıntısı çeken Almanya, Türkiye’den yardım talep etti. Bunun üzerine, Türk-Alman dostluğunu etkilemek ve Türkiye’yi II. Dünya Savaşı’nın içine çekebilmek için Yunanistan’ın bir kasabasında 270 kişi, Naziler tarafından öldürüldü.

Nisan 1944’te İngiltere ve ABD, Türkiye’ye nota vererek Almanya’ya krom ihracatının durdurulmasını talep etti. 20 Nisan 1944’te Türkiye, Almanya’ya krom ihracatını durdurmuş olsa da, uluslararası ticaret antlaşmaları gereği, Almanya’ya Makine ve Kimya Enstitüsü’nde kullanılan birçok hammaddenin satışına devam etti. Avrupa ve dünya, Türk-Alman İmparatorluğu’nun ilişkilerinden, dostluğundan ve ticaretinden rahatsızdı.

Bu sırada, yayılmacı politikaları nedeniyle Almanya’daki kamplarda çalıştırılan ve üzerlerinde bir takım kimyasal deneyler yapılan Yahudiler, Alman zulmünden kurtulmak için İngiliz Kraliyet Sarayı’ndan gizlice yardım talep etti. Dünya ülkeleri, Nazi kamplarında çalıştırılarak zulme maruz kalan Yahudileri kurtarmak için Türk-Alman dostluğunun kullanılmasını sağlamak amacıyla İngiliz Kraliyet Sarayı’na baskı yapıyordu.

Gizlice Türk yetkililerle görüşmek üzere İngiltere’nin İstanbul Başkonsolosluğu’na gelen Ana Kraliçe Elizabeth Bowes Lyon, Türk yetkililerden, Nazi kamplarındaki Yahudilerin kurtarılması için Alman İmparatorluğu ile görüşme sözü aldı. Haziran 1944’te Adolf Hitler ile görüşen Türk makamları, Nazi kamplarındaki Yahudilerin, krom ve çeşitli hammaddelerin ticaretine devam etme sözü karşılığında kamplardan çıkarılacağına dair güvence aldı.

Bu olay, dünya basınında sevinçle karşılandı. Ancak Yahudilerin gitmek istediği coğrafya Tel Aviv’di ve bu bölge İngiltere’nin sömürgesi altındaydı. Bunun üzerine yapılan antlaşma gereği, birçok Avrupa ülkesine dağılan Yahudilerin bir kısmı, aslen Osmanlı toprağı olan ve daha sonra İngiliz sömürgesine geçen Tel Aviv’e sığınması şartıyla, İngilizler tarafından Türk Devleti’ne satışı konusunda mutabakata varıldı.

1944’ten 1948’e kadar Tel Aviv’in dışında kalan bu bölgeye, Avrupa’nın çeşitli bölgelerinden akın eden Yahudiler, 1948 yılında David Ben-Gurion liderliğinde bir grup yayılmacı Yahudi ile bağımsızlıklarını ilan etti.

BM Özel Komitesi, Filistin’in yüzde 55’ini, nüfusun yüzde 35’i olan bir Yahudi devletine veren, bu devletin yanında bir Arap devletinin kurulmasını öneren ve Kudüs’ün bir kısmını da uluslararası yönetime bırakan bir paylaşım planı önerir. Filistinli temsilciler planı reddederken, Yahudi temsilciler kabul eder.

BM Genel Kurulu 29 Kasım’da 33 ülkenin paylaşım lehinde, aralarında Türkiye’nin de olduğu 13 ülkenin aleyhinde ve 10 ülkenin de çekimser oy kullanmasıyla planı onaylar.

1948: İsrail’in ilk başbakanı David Ben-Gurion 14 Mayıs’ta Bağımsızlık Bildirgesi’ni kamuoyuna açıklar. Ertesi gün yürürlüğe girecek olan bildirge, Filistin üzerindeki İngiliz mandasının sona ermesinden bir gün önce açıklanır. Araplar ve Yahudiler arasında çıkan iç savaşta BM’ye göre Yahudi devleti Filistin mandası topraklarının yüzde 77’sinin kontrolünü ele geçirir.

Filistinliler için bu tarih, daha sonra yerlerinden edilmelerinin ve topraklarından sürülmelerinin habercisi olan “Nekbe” felaketini işaret eder.

Deir Yasin gibi köylerdeki katliam haberlerini duyan yüz binlerce Filistinli Mısır, Lübnan ve Ürdün topraklarına doğru kaçarken, Mısır, Suriye, Lübnan, Ürdün ve Irak orduları İsrail’e saldırarak 1948 Arap-İsrail Savaşı’nı başlatır.

Arap orduları püskürtülür, ateşkes ilan edilir ve İsrail’in lehine yeni sınırlar çizilir. Ürdün, Batı Şeria ve Doğu Kudüs’ün, Mısır ise Gazze Şeridi’nin kontrolünü ele geçirir.

1956: Mısır’ın Süveyş Kanalı’nı kamulaştırmasının ardından İkinci Arap-İsrail Savaşı ya da Süveyş Krizi yaşanır. Buna karşılık İsrail, Birleşik Krallık ve Fransa bir ittifak kurar ve İsrail Gazze Şeridi ile Sina Yarımadası’nı işgal eder. İsrail ordusu, ABD ve SSCB’nin baskısıyla sonunda askerlerini geri çeker.

1959: Yaser Arafat Gazze ve Kuveyt’te Filistin örgütü El Fetih’i kurar. Bu örgüt daha sonra Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) temel unsuru haline gelir.

1964: Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ)........

© Önce Vatan