menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

TÜRK EĞİTİM SİSTEMİ VE ORTADOĞU -SURİYE ANLAŞMALARI: YUNANİSTAN İLE AVRUPA BİRLİĞİ'NİN MASKELERİNİ DÜŞÜRÜYOR

12 0
08.01.2025

MUSTAFA ŞENTÜRK

Eğer bir ülkenin vatandaşı başka bir ülkeye okumaya gidiyor ise, onda mutlaka bir problem vardır. İngiltere'de okuyup devletinde herhangi stratejik görev alan veya devlet başkanı olanların hepsinin, İngiltere Kraliyet ailesi tarafından yönetildiğini unutmayın. Türkiye haricinde Ortadoğu - Körfez ülkelerinin tüm devlet başkanları, kralları, İngiltere'de okuyarak ülkelerinde devlet başkanı oldular.

İngiltere okullarından mezun olanlar askerlik şartı gibi öncelikli olarak okullarının menfaatlerini gözetmek, sonrasında imkanı tanıyan Kraliyet ailesinin menfaatlerini gözetlemek mecburiyetindedir.

Kraliyet ailesi kararları dışına çıkılır ise okulun ve diplomanın hiç bir karşılığı bulunmayacaktır veya ölüm karşına çıkabilecektir. İş hayatı ise hüsran olabiliyor. Sıradan görünse de Türkiye'den bazı isimler aynı kaderin sahibidir. Mensup olduğu ülkenin imkanları doğrultusunda ilk okuldan üniversite veya medreseye kadar devletinin kendisine tanıdığı eğitim programına tâbi olabilmek önemlidir.

Her ülkenin eğitim sistemi ve programı arasında farklılık olduğunu gözden kaçırmayın.

Ortadoğu ülkeleri yönetimlerinde İngiltere merkez yönetimine dayalı bir rejim sistemi vardır.

Kral Faysal, Türk kızı ile ömür yolculuğuna çıktığında ilk işi ülkesine eğitim bakanlığı kurarak ülkede değişim yapmaya başladı. Ne zaman ki ABD'ye kafa tuttu, kendi yeğenine vaat karşılığı öldürtmediler mi? İngiltere'de eğitim alınca içeriden insanları kullanmak hiç de zor olmuyor.

Türkiye bu durum karşısında Ortadoğu ve Suriye başta olmak üzere tüm Türk Devletlerine de kendi eğitim sistemini kurarak, o ülkenin kaynakları ile veya petrolden eğitime fon ayırarak insanların yüzde yüz okur yazar olmalarını ve hatta üniversite okumalarını teşvik edebilmeli ve bunu devletin sorumluluğu olarak nitelentirmelidir.

Dönelim asıl meselemize. Esad olsun veya Faysal olsun önemli değil, hangi biri olursa olsun, İngiltere'de Hacı Şakir sabunu ile beyinleri yıkanmış İngiliz kafasında olanların sözünden dışarı çıkamazlar.

Esad'ın düşmesinden neden İsrail rahatsız, sormak gerekir. Çünkü onların emrini almayan, terörü besleyen, terör rejimi devlet başkanıdır Esad.

İran da aynı kaderin sahibi olarak, yakında yaşayabileceği kaçınılmaz durumdadır.

Irak veya Mısır olsun, Libya olsun, yaşananlardan kimseler ders çıkarmadı kendilerine, veya akıl edemediler. ABD Siyonizmi nasıl kullanıyor? İşi bittikten sonra öldürttürüyor. İngiliz ajanları görevini iyi ifa etmiş oluyor.

Müslümanları ameliyat masasında operasyona tabii tutsalar da, millet farkına vardığında bu tezgahlar bozuluyor. Her ne kadar Türkiye'yi kışkırtmaya çalışsalar da Türkiye bu ayak oyunlarına gelmeyecek. İşte bunun için 2053 diyoruz. 2025 yılına kadar bu zor virajı döneceğiz.

ABD, örgütleri ile Irak ve Suriye bölgesinde tutulmaya çalıştığı bir devlet yönetimi var. ABD yamalı bohçaları toplayıp gidince İran dahi tüm rejimler bölgeden dağıldı.

Birileri askerî gücünü kullanarak meydan okumaya çalışırken, Müslümanları sömürürken, diğeri kapıda bekliyor: “Yer altı kaynaklarını alın, toprak bütünlüğünü bana verin efendim.”

Kardeşi kardeşe nasıl........

© Önce Vatan