Siyasi kültür yetersizliğinin sonucu... Kitleden korkmak
SOKAĞA DÜŞMANLIK
Sokak, bir kültürdür. İnsanın kendini ifade etme biçiminin mekânıdır…
Sokak, siyasetten bağımsız değildir. Kendilerine karşı eşitsizlik veya farklılık görenlerin, hak ettikleri duruma erişebilmek için toplumsal hareketlilik başlatması her demokratik toplumda yaşanır.
Yani toplumsal hareketliliğin en önemli temsil mekânlarından biri olan sokak, birçok insanın bir araya gelerek, haksız-baskıcı yapıya karşı kolektif sesin duyurulma aracıdır…
Hoşnutsuzluğun ve öfkenin dışa vurumudur...
İtiraz hakkıdır...
Evet sonuçta halkın ekonomik, politik, sosyal, kültürel birçok yapıya şekil veren siyasete, katılma alanlarından biridir sokak...
Peki:
Kendini çeşitli sebeplerle baskı altında hisseden grupların ortak amaç için bir araya gelmesini sağlayan sokağın, çeşitli toplumsal hareketliliklere sahne olmasından kim/kimler niçin rahatsız oluyor?
Sokağı kötülemek, 12 Eylül 1980 askeri darbesinin mirasıdır.
Baskıcı her otoriter yönetim için sokak, eylem yeri değil, görüldüğü an şiddetle bastırılması gereken politik alandır!
12 Eylül darbesi üzerinden yaklaşık yarım asır geçti ve antidemokratik zihniyeti hâlâ sürdürülüyor…
Sokak, bugünkü iktidara ayna tutuyor aslında.
İmamoğlu operasyonuna karşı sesini yükselten sokağı baskı altına almak, göstericilere şiddet uygulamak ne derece büyük demokrasi sorunumuz olduğunu gösteriyor...
SİYASİ KÜLTÜR YETERSİZLİĞİ
Sadece Saraçhane değil…
Sadece Çankaya değil…
Sadece Konak değil…
Anadolu'nun dört yanında aktif sokak eylemleri var.
Ki: İmamoğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığı için sandıklara giden 15 milyon 497 bin 957 insanın gösterdiği şudur; sokak hayli siyasallaşmıştır…
Bu olağanüstü bir sayıdır. Türkiye'de sokak........© OdaTV
