Aslında fanatik kim... Solcu bağnazlar
DAR KAFALILIK
Son dönemde sıklıkla gördüğümüz tutum şu:
Siyasette fanatizm var.
Mezhepte fanatizm var.
Milliyetçilikte fanatizm var.
Futbolda fanatizm var.
Hayatımızın merkezinde fanatizm var artık.
Fanatizm dün hiç yoktu demiyorum. Ancak bu kadar değildi; yaygınlaşmamıştı bu derece…
Nedir fanatizm? Ya da bizim dilimize göre nedir bağnazlık?
Ülkedeki gerginlik kaynağını bu toplumsal yarayı irdelemeye tanımıyla başlamak gerek:
Fanatizm, bağlanmaktır. Latince kökü tapmaktır.
Yakınlık hissi aramak, yalnız olmadığının verdiği rahatlamayı hissetmektir…
Buradaki asıl sıkıntı, sorunlu bağlanma biçimi. Çünkü:
Körlük yaratıp, somut bütünü görmeyi engeller, gerçekle bağını koparır. Mantıksızdır. Hep kendi tarafını haklı görür, karşısındaki ise dışlanması gereken düşman...
Evet, karşımızda -görüşünü tartışılmaz doğru sanan, eleştiriye kapalı- dar kafa var! Kanıtsız, bilgisiz haklı olduğuna inanan dogmatik düşünce yani…
İşte… Fanatik zihniyet, bugün ülkemizde yaşanılan hoşgörüsüzlüğün ve itibarıyla gerginliklerin ana sebebi…
Winston Churchill’in tarihte iğneleyici üslupla dile getirdiği fanatik şudur:
- "Kafasını değiştiremeyen, konuyu da değiştirmeyecek olan biri."
Siyasi fanatizm sadece bizde yok. Dünyayı sardı:
BAĞNAZ SOLCULAR
Son yıllarda:
Fransa’da başladı...
İtalya’da sürdü...
Almanya ile yine gündeme geldi:
- Aşırı sağcılık!
Karşıtları diyor ki; aşırı sağcılar fanatiktir.
Onlar da diyor ki, bize önyargılı bakanlar fanatiktir.
Sahi, asıl bağnaz kim?
Almanya seçimi yeni bitti, bu ülkeden örnek vereyim:
İktidardaki Sosyal Demokrat Parti/SPD İçişleri Bakanı Nancy Faeser, gazeteci Jürgen Elsasser’i gözetim........
© OdaTV
