AŞK BİR HASTALIK MI ŞİFA MI?

Alevler içindeki gündemin tam ortasına sessiz bir iniş yaptı.

Bu sırada New York Times’da hakkında “zekice yazılmış dramatik bir komedi” başlıklı bir eleştiri yayımlanmıştı bile…

İsmini duyunca, bağımlılık grupları olarak bildiğimiz “adsız” toplulukların “aşklı” versiyonu gibi geliyor.

Ama hayır, Adsız Aşıklar bunun çok daha ötesinde bir hikaye, derinlik ve kurgu içeriyor. Üstelik yarattığı evrende yeni bir türün de başlangıcı gibi. Bu denli entelektüel boyutta karşımıza çıkan nadir işlerden... Ne sadece komedi, ne de drama… Kitaplar dolusu bir alt metnin satır aralarına sıkıştığı 8 episodik hikaye... Hepsi birbirinden hicivli, tempolu, gerçek dışı ama bir o kadar da sahici…

Fikri ve senaryosu Başar Başaran’a, yönetmenliği ise Umur Turagay’a ait 8 bölümlük mini dizi Adsız Aşıklar, Netflix’de izleyiciyle buluştu. Başrollerini Halit Ergenç ve Funda Eryiğit’in paylaştığı dizinin oyuncu kadrosunda Rıza Kocaoğlu, Zerrin Nişancı, Seda Akman, Ceren Benderlioğlu, İdil Fırat, Selçuk Borak, Sedef Avcı, Cansel Elçin, Erdem Şenocak, Efe Tunçer, Beril Kayar, Yetkin Dikinciler, Ülkü Duru, İştar Gökseven ve inanması güç de olsa Teoman yer alıyor.

Aşk Acısı itinayla tedavi edilir

Hikaye, aşkı tıbbi bir vaka haline getiren sıra dışı bir merkezde, Aşk Hastanesi’nde geçiyor. Aşk acısı çeken hastalar burada, yalnızca psikolojik ve stratejik destek almakla kalmıyor; aşkın bünyede yarattığı bedensel etkiler, bilimsel yöntemlerle analiz de ediliyor. Kandaki aşk hormonları tahlillerle, vücut ısısı ve hatta kalp atış hızı ile takip ediliyor. Kimi zaman ilaç tedavileriyle bastırılan aşk, kimi zaman da elektroşoklarla unutturulmaya çalışılıyor. Bu açıdan “Eternal Sunhine of the Spotless Mind”a tatlı bir selam çaksa da Adsız Aşıklar’ın, hastanın özel hatta sosyal hayatına sızarak benzersiz bir tedavi yaklaşımı sunduğunu ve buradan çarpıcı bir hikaye kurgusu yarattığını söyleyebiliriz.

Aşk Hastanesi’nin kurucusu Cem Taşkın (Halit Ergenç), çocukluk travmalarının gölgesinde büyümüş, hayatı boyunca ruhunda asılı kalan yaralar nedeniyle romantik bağları “zayıflık” olarak gören bir karakter. Ona tamamen zıt bir noktada duran idealist terapist Hazal Emre (Funda Eryiğit) ise kısa bir süre önce Almanya’dan dönmüş bir psikoloji öğrencisi. Aşkı “hastalık” olarak ele alan Cem’in teori ve tedavi anlayışına karşı çıkan Hazal’a göre, insanların romantizme olan inancını yeniden kazanmaları........

© OdaTV