Faşizm Üzerine Notlar (8)
Faşist İktidar ve Büyük Sermaye
Bir önceki bölümde aktardığımız gibi burjuva faşizm literatürü iktidar öncesi faşist hareketler ve sermaye ilişkileri konusunda bu ilişkiyi ve sermayenin faşist hareketlere yönelik maddi desteğini redded(e)memekle birlikte “sermayenin hepsi bu desteği vermedi”, “sermaye, yalnızca faşistlere değil hatta daha çok olmak üzere liberal ve muhafazakar partilere maddi kaynak aktarıyordu” gibi argümanlarla bu bağlantıyı faşistlerle sermaye arasındaki destek ilişkisi bağlamında belirleyici önemde saymıyorlar. İş iktidardaki faşizm ve sermaye ilişkisi konusuna gelince literatür özellikle de büyük sanayi sermayesinin bir bütün olarak faşist iktidarı desteklediği konusunda ortaklaşıyor. Ama bu destek nedeniyle faşizmle büyük sermaye arasında nedensel bir ilişki kurulamayacağı konusundaki temel mutabakatlarını koruyarak.
Passmore faşizmle büyük sermaye arasında bir nedensellik ilişkisi kurulup kurulamayacağı sorusunu sorup şöyle yanıtlıyor “Hem Almanya’ hem İtalya’da kimi iş çıkarlarının faşist hareketlere katılmış olmaları ve iktidara geldiğinde büyük işletmelerin faşizmi desteklemeleri ve işçi hareketinin ortadan kaldırılmasına olumlu bakmaları açısından, evet. Pek çok ülkede kapitalistler solla savaşmak için faşist çeteleri mutlulukla kullansalar da, faşist rejimler kurmayı gerçekten isteyen kapitalist sayısının görece az olması anlamında bakıldığında, hayır.”. ’Bazı iş adamları kapitalizmin ayakta kalmasının tek yolu olarak faşizmi görmüş olabilirler. Ama çoğu Alman ve İtalyan iş adamı böyle görmediler.’[1]
Paxton,“ Olaylara daha yakından bakan deneysel çalışmalar, tam tersine gerçek kapitalistlerin, demokrasiyi reddettiklerinde bile, oteritaryanları faşistlere yeğlediklerini gösteriyordu” dedikten hemen sonra şöyle devam ediyor: “Şurası da bir gerçek ki faşistler ne zaman iktidara gelse, kapitalistler çoğunlukla eldeki sosyalist olmayan seçeneklerin en iyisi olarak onlarla iş birliğine gitmişlerdir.”[2]
Passmore ve Paxton’un ortaklaştıkları konular olan sermayenin faşizm istemediği, faşizmin sermayeye rağmen iktidara geldiği, iktidara geldikten sonra büyük sermaye tarafından el mecbur ve çıkarlarını korumak odaklı olarak faşizmi bir bütün olarak destekleyerek olabildiğince onunla iyi geçinmeye ve kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirmeye çalıştığı görüşü literatüre egemen genel görüştür.
Burjuva literatürün büyük sermaye ve faşizm ilişkisini ilişkin buraya kadar aktardığımız ortak açıklamalarında birçok cevapsız soru ve açıklanmaya muhtaç boşluklar mevcuttur. İlk önce eğer ortada anti kapitalist ve sermaye ile diğer sınıflara eşit mesafede üçüncü yolcu bir faşizm gerçeği varsa sermaye, kendi üzerinde yükseldiği sistemi ve kendi egemen konumunu tehdit eden bu akıma liberallerin ve muhafazakarların yanı sıra daha küçük meblağlarda da olsa niye destek vermektedir? Sermayenin, geçtik komünistleri artık kapitalizm içinde ve liberal demokrasi sınırlarını kabul ederek siyaset yapacağını deklare etmiş sosyal demokratlara bu türden herhangi bir yardımda bulunmadığını da biliyoruz. Diyelim ki ilk başlarda kentlerde ve kurlarda artan sınıf mücadelesini bastırmak komünistleri yıldırmak için pragmatik bir yardım yapılıyordu. Ama bu desteğin faşist hareket kitleselleştikçe ve potansiyel bir iktidar adayı haline geldikçe giderek çok daha büyük meblağlara ulaştığını da biliyoruz. Büyük sermayenin, literatür tarafından kapitalizme, serbest piyasaya ve liberal demokrasiye karşıt bir akım olarak nitelediği faşizme, kitleselleştikçe, iktidar adayı haline gelmeye başladıkça destek değil köstek olması beklenirdi. Bu literatürün bizim önümüze sunduğu tablo sermayenin üzerinde yükseldiği kapitalist düzeni yıkmak ve sermayeyi bastırmak isteyen bir akımı zayıflatmak yerine kitleselleştirmeyi, iktidardan uzaklaştıkça yeniden iktidar adayı olarak güce erişmesi için desteklemeyi tercih eden bir sermaye sınıfı tablosudur. Bu irrasyonelliğin herhangi tutarlı bir açıklaması literatürde yoktur ve olması da zaten imkansızdır.
Sermayenin kendi yerleşik ve klasik temsilcileri olan liberal ve muhafazakâr partilere uzun bir zaman diliminde faşist partiden daha fazla yardım yapmasından normal bir durum yoktur ve bu sermayenin faşizmi desteklemediği anlamına gelmez. Fakat faşist partiye maddi yardım yapması bu partiyi bir seçenek olarak elinde tutmak istediğine ilişkin açık bir veridir. Sermaye normal koşullarda muhtemelen yerleşik elitler eliyle uygulanan bir otoriter rejimi yeğlerdi; bunda şaşılacak bir durum yoktur ve bu durum da sermayenin faşizmi istemediği gibi bir anlama gelmez. Bir olağanüstü rejim olarak faşizmi kendi bildik kadrolarıyla uygulamayı tercih ettiği anlamına gelir. Ne var ki, Almanya ve İtalya’da, acilleşen otoriter rejim ihtiyacı ile verili devlet ve siyaset elitlerinin iç bölünmüşlüğü ve aşırı yıpranmışlığı arasındaki açının büyüklüğü, sermayenin, faşist parti iktidarı eliyle uygulanan bir........
© Nokta Haber Yorum
