Tanışma, Yaşamın Amacı, Kendini Bilme, İsim, Zaman ve Mekân Bilgisi Üzerine
Prof. Dr. Mustafa TÖZÜN
Bu köşede ilk yazım. Bu yazıyı yazmaya başladığım tarih ve yer bilgisini vermek istiyorum. Zaman: 28.08.2025, 07:21, perşembe günü. Yer: Türkiye, İzmir, Karşıyaka, Mavişehir. Zaman ve yer bilgisi varlık aleminde kendimizi konumlandırmamız için şart. Mutlu yaşam için ân’ı yaşamaktan, geçmişe takılı kalmamaktan ve gelecek kaygısı duymamaktan söz ediyorlar, tamam ama ân’ın sizin tarafınızdan ifade edilmesi gerekli. Yoksa kaybolursunuz (gayb olursunuz). Varlık aleminde kendinizi bilmeniz de felsefenin temel, hatta ilk konusu ve nihaî hedefi. Adınız ve adınızın enerjisi de kendinizi bilme yolculuğunda size yardımcı olur. Benim adım Mustafa. Kimliğimizi ortaya koymaya yardımcı olacak olan ismimizin enerjisini anlamak önemli. Mustafa’nın İslam dininin elçisinin adı olması önemli. Bu isim önemli! Beni, Allah’ın Elçisi Muhammed Mustafa’nın aldığı vahiy ile Kur’an Rehberliğinde İslam dinine bağlıyor. Yaşamımı Kur’an vahyi belirler. Fark ettiyseniz dış etkilerle kirletilmiş ve gericiliğin bir aracı haline getirilmiş sahte dinden söz etmiyorum, Hak dinden söz ediyorum.
Bir de Türklük kimliği için önemli bir kırılma noktasında tarih sahnesine çıkan Atamız Mustafa Kemal’in adını taşıyorum. Yazının yazıldığı tarih ve yer önemlidir demiştim. 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın iki gün öncesindeyiz. Bugünden Zafer Bayramımız kutlu olsun! Başkomutanlık Meydan Muharebesi'nin zaferle sonuçlanmasının ardından 9 Eylül 1922 İzmir’in kurtuluşuyla Kurtuluş Savaşımız sona ermişti. Ben İzmirliyim. Bu yazıyı Karşıyaka’dan yazıyorum, dedim. Zübeyde Hanım Parkı, İzmir Karşıyaka'da yer almaktadır ve kültürel bir öneme sahiptir. Parkın en belirgin özelliği, Mustafa Kemal Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım'ın anıt mezarını barındırmasıdır. Atamızın önderliğinde Cumhuriyetimizin ve çağdaşlaşma yönünde atılan devrimlerin elbette ki bekçisiyiz. Bütün inançlara saygılıyız ve hepsinin tek bir dinin tezahürleri olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. Mustafa Kemal’in, Atamızın yolundan gitmek ile laik ve seküler bir yaşam görüşünün halen dindarlık ile bağdaştırılamadığını görüyor ve üzülüyoruz. Cumhuriyetimizin kuruluşunun üzerinden 102 yıl geçti ve bu konular çözülemedi. Elbette düşmanlarımız var ve bizi millî ve dinî köklerimizden koparmaya çalışıyorlar. Kaybolmamızı (gayb olmamızı) istiyorlar. Kendinize dönün, isimlerinize bakın! Siz Arap değilsiniz, Türk’sünüz. Neden adınız Muhammed (Mehmet), Ali, Ömer, Fatma, Ayşe? Siz Türk’sünüz, Fars değilsiniz. Neden isminiz Gül, Nergiz, Bahar, Agah, Baha, Baybars? Elbette Türkçe kökenli isimleri olanlar var aramızda: Erkut, Gökalp, Kaan, Tomris, Umay, Ülgen. Demek ki bir medeniyete dahiliz. Dinimiz millî kültürümüzün en önemli belirleyicilerinden. Bunun dışında kadim Anadolu topraklarının kültürüyle........
© ngazete
