Dedim ki:

Dünyada yeniden “düşünce atlası” oluşuyor.

Yeni dünya düzeni kuruluyor. Bunun üzerine tartışmalar yapmamız gerekiyor… Yok. Tahammülü zor vasatlık sizi hep aşağıya çekmeyi sürdürüyor. Çünkü, entelektüel birikimimiz yok. Kurnazlar ülkesiyiz; bizde pusu kültürü var!

Dün Erdoğan’ın diploması polemiği ile yıllar geçirdik.

Bugün İmamoğlu’nun diploması üzerinden hız kesmeden benzer lakırtıyı sürdürüyoruz.

Haziran 2014 tarihinde “Kayıp Sicil/Erdoğan’ın Çalınan Dosyası” kitabımı çıkardım.

Her daim olduğu gibi kendi “mahallemden” öncü olmanın “dayağını” yedim. Çünkü:

Erdoğan’ın üniversite mezunu olduğunu ve diplomasının olduğunu belgelerle sundum. Kafa karıştırıcı tarihlerin, ismi sürekli değiştirilen okulların gerçeklerini anlattım. (Merak edenler ilgili kitabıma bakabilir.)

Odatv yazarı Rafael Sadi, Erdoğan ile sınıf arkadaşı olduğunu ve o günleri bana ayrıntılı anlattı. Yazdım.

Sonra ne oldu dersiniz: “Erdoğancı olmakla” itham edildim!

Rafael Sadi ise, “MOSSAD ajanı” ilan edildi!

Kimseler hakikati aramıyor ülkemizde. Bildiğini sandığı şeyin onaylanmasını bekliyor sadece. Bu sebeple:

Gazetecilik değil, algı operasyonu yapmamız isteniyor...

Aradan yıllar geçti:

Diploma kurnazlığına rağmen Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olması engellenemedi.

Peki, bugün değişen ne? İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adayı olmaması için her tür kurnazlık deneniyor.

Sahiden bıktırıcı değil mi artık bu yaşadıklarımız?

İkiyüzlü düzen: Vasatlık

Meşhur rivayet:

Osmanlı/Fatih ordusu İstanbul surlarına dayandığı günlerde, şehrin içine sıkışıp kalmış Hristiyan Ortodoks din adamları........

© Nefes