menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

O linci yaşadım

359 34
02.07.2025

Tarih boyunca iktidarlar had bildirir, biat ister.

Aydınlar-sanatçılar otoriteyi aşar, dayatılanı kabul etmez. Bu sürtüşme sürer gider. Araya hukuk girer; had bildirmenin sınırını çizer; vatandaş ile devlet ilişkisini, siyasetten bağımsız adaletli yürütmeye çalışır...

Peki, halk had bildirmek isterse? Tepkisini protestolar-gösteriler ile gösterebilir kuşkusuz, Anayasal hakkıdır. Ama şiddet kullanmaya başlarsa sorun orada büyür, hem de çok büyür…

Ben, 1980 yılı Mayıs-Temmuz ayları arasında Çorum olaylarını yaşadım; “Kızılbaşlar, Alaattin Camiye bomba attılaryalanıyla şehir yangın yerine döndü. 57 kişi öldü...

Yine bir temmuz yangınına tanıklık ettim; “İslami değerlere saldıran Şeytan Ayetleri kitabını Aziz Nesin Türkçeye çevirdi” provokasyonu ile 2 Temmuz 1993 Sivas Madımak Oteli katliamında 37 kişi hayatını kaybetti… Ne acılar yaşandığını “Menekşe’den Önce” belgeselimde anlattım. Yürek dayanmaz küçük çocukların, genç kızların yakılmalarına…

Önceki gece… İstanbul’un göbeği Taksim’de Leman dergisini protesto edenler arasından bir grup slogan attı: “O binayı yakın!”

Bunu bizler, 32 yıl önce Madımak Oteli önünde toplanan kimilerinin bağırmalarından duyduk: “Yakın la yakın!” Ve, yaktılar…

Bizim ülkemizde siyasetçiler dini değerleri korumayı had bildirmek sanıyor! Sanki Allah’ın, peygamberin korunmaya ihtiyacı varmış gibi… Zavallı insanoğlu.

Tasavvuf edebiyatı başta olmak üzere felsefe, mitoloji, arkeoloji alanlarında araştırmalar yapan yazar İsmet Zeki Eyüpoğlu’nun (1925-2003) hayatının bir dönemi Nakşibendi tekkesinde geçti…

1968 yılında, “Türk Şiirinde Tanrıya Kafa Tutanlar” adlı araştırmasını yayınladı.........

© Nefes