Lider ben olacaktım şimdi toplum bana liderlik yapıyor
Olağanüstü dönemlerde, baskıdan-sansürden kaçabilmek için kitaplar, tüm tehlikeler göze alınarak gizlice yazılıp, gizlice basılıp, gizlice dağıtılır. Ruslar bu tür kitaplara ‘Samizdat’ adını koydu ve bu isim evrensel hale geldi…” Yani… Kişisel basım (Samizdat)… Soner Yalçın, Silivri Cezaevi’nde bu kitabı kaleme aldı ve o dönemi anlatan en iyi tanıklıklardan biriydi. Tam Maltepe mitingini ve Silivri’yi yazacaktım ki AKP’li eski vekil Mehmet Metiner’in sosyal medya paylaşımı önüme düştü:
“Gezi sürecinde hiç kimse çıkıp konuşmadı. 17/25 Aralık’ta hiç kimse çıkıp konuşmadı. Uzunca bir süre hem de. Ekranlara çıkıp konuşan birkaç kişinin dışında herkes derin bir suskunluğa gömüldü. FETÖ ile mücadele sürecinde Reis kendisine alenen destek veren bir kaç kişinin dışında yalnızdı. Reis sadece yalnız bırakılmadı, içeriden de vuruldu. Kendi içimizdeki muhalefet daha kıyıcıydı. 15 Temmuz’da onlar meydanlarda yoktu. 16 Temmuz’un mücahitleri olarak zuhur ettiler. Ama onlar hep bir yolunu bulup itibarlı katlarda oldular. Şimdi de birkaç kişinin dışında çıkıp konuşan, tepki veren yok. Derin bir sessizlik çölündeyiz. En itibarlı katlarda olanlardan çoklarının bir tek paylaşımı bile yok. Tebrik ediyorum kendilerini. Pek bir akıllılar, vesselam!”
Metiner’in dediği gibi, İmamoğlu operasyonu başladığı günden bu yana derin bir sessizlik var AKP cenahında. Neden?
2002’de “özgürlük” adına yola çıkan partinin “kodlarını” kaybettiği için olabilir mi? Ya da “derin yoksulluk” ya da........
© Nefes
