PKK 12. Kongresi; “Hadi canım sen de…”
PKK, 12. Kongre’nin sonuçlarını bugün açıklayarak bir yerde baklayı ağzından çıkardı. Aslında bakla ağızlarda 1 Ekim 2024’ten bu yana çiğneniyordu. Beştepe ve sözcüleri de, küçük ortak MHP de toplumu açıklanacak bu kararlara hazırlıyordu. Daha önceden de yazdığım gibi, bizzat Bahçeli’nin önde gözükmesi de malum süreçte ikna edici olması açısından veya süreçte bir sıkıntı olması ihtimaline karşı bir taktikti.
PKK 12. Kongresi’ne tahminen 150-200 kişi katılır demiştim. 232 kişi katılmış iki ayrı noktada. Bir noktada en eski kadrolardan Murat Karayılan, bir noktada Cemil Bayık ve Duran Kalkan başı çekmiş anlaşıldığı kadarıyla. Yer açıklanmıyor “güvenlik” nedeniyle ama Irak’ta iki ayrı yerde yapıldığı anlaşılıyor servis edilen fotoğraflardan. Belki bir yer Avrupa olabilir diye düşünmüştüm ama öyle olmadı demek.
PKK 12. Kongresi’nin ‘Özgürlük hareketi’ için “yeni bir döneme girişi” ifade ettiği ileri sürülüyor. “Silah bırakma” olayın “makyajı”. Hep dile getirdiğim gibi PKK’nın kadroları da silahları da Suriye ve Irak’ta zaten. Türkiye’de epeydir faaliyeti yok, silahlı eylemi yok. TUSAŞ terör saldırısı ise PKK’nın, Öcalan ve Kandil’in doğrudan muhatap alınmasını işaret eden bir istisnai uyarı eylemiydi! Öte yandan, sadece PKK silah bırakıyor ve kendisini sözde feshediyor. İllegal bir örgüt olarak feshederken bir yandan da eş zamanlı olarak legal örgütlenme perspektifini DEM üzerinden fiilen, kongre kararlarıyla da teorik olarak deklare ediyor. Suriye’de YPG-PYD, İran’da PJAK ve hepsinin çatı örgütü KCK yapılanmasına ilişkin bir fesih kararı söz konusu değil. Bu da gösteriyor ki ortada bir kaba-saba “dümen” var! Hem de ne dümen!
Bu girişten sonra PKK 12. Kongresi’nin kararları ifade eden sonuç bildirgesinin karnını yaralım… Paragraf paragraf ilerleyelim…
LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASINA BULAŞAN PKK İLE CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN VE DR. BAHÇELİ NASIL BİR SÜREÇ ÖNGÖRÜYOR?
PKK 12. Kongresi: "Partimiz PKK; kaynağını Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasasından alan Kürt inkâr ve imha siyasetine karşı, halkımızın özgürlük hareketi olarak tarih sahnesine çıktı. Doğuşunda reel sosyalizmin etkilerini yaşadı ve ulusların kendi kaderini tayin hakkı ilkesini benimseyerek, silahlı mücadele stratejisi temelinde meşru, haklı bir mücadele yürüttü. PKK katı Kürt inkarının, buna dayalı imha siyasetinin, soykırım ve asimilasyon politikalarının egemen olduğu koşullarda şekillendi. 1978’den başlayarak yürüttüğü özgürlük mücadelesiyle Kürt varlığını kabul ettirmeyi ve Kürt sorununun Türkiye’nin temel realitesi olarak görülmesini esas aldı. Bu temelde başarıyla yürüttüğü mücadele sonucunda halkımız adına diriliş devrimini gerçekleştirerek bölge halklarının özgürlük umudu ve onurlu yaşam arayışının sembolü haline geldi.”
M.A.K.: Lozan Barış Antlaşması, Türkiye’nin Kurtuluş Savaşı’nı ve kazanımlarını tescil eden ve Türkiye Cumhuriyeti’nin yasal dayanağı olan bir “tapu senedi” niteliğindedir. Ankara’daki BMM Hükümeti ile Batı arasında imzalanan, ABD’nin de “gözlemci” olarak masada yer aldığı bu antlaşma asla tartışılamaz. Mustafa Kemal Paşa ve İsmet Paşa ile arkadaşlarının BMM hükümeti adına kurduğu barış masasında imzalanan Lozan’ı bugün Ankara’da hangi hükümet-yürütme görevde olursa olsun asla tartışamaz! Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Dr. Bahçeli’nin Lozan’ı PKK-DEM ile müzakere etmesi siyasi bir intihar anlamına gelir ki buna cesaret edebileceklerini hiç sanmıyorum. Bu meyanda süreç kadük olur. Belki Erdoğan aday olabilirse yeniden seçilme uğruna bu konuyu uzun vadeye, seçim sonrasına yayıp sonra da üzerine yatabilir.
BU İDDİAYA ÖZELLİKLE MHP’NİN NE DİYECEĞİNİ MERAK EDİYORUM
PKK 12. Kongresi: “Diriliş devrimimizin halkımız açısından büyük gelişmelere yol açtığı 1990’lı yılların koşullarında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın Kürt sorununu siyaset yoluyla çözme arayışı gelişti. (…) derin devletin Turgut Özal ve ekibini ortadan kaldırması, Kürt inkâr ve imha siyasetinde ısrar ederek savaşı tırmandırması neticesinde bu yeni süreç sabote oldu.”
M.A.K.: Türkiye Cumhuriyeti devletini kendi Cumhurbaşkanına komplo kurmakla suçlayan ve bunu pervasızca iddia eden PKK’ya karşı devletin şimdiki yetkililerinin, özellikle de MHP’nin ne diyeceğini çok ediyorum! Bu iddia, devlet ve toplum içinde bir gerilim ve........
© Muhalif
