Dışişleri: Takke düştü kel göründü
Türkiye’nin TDT zemininde yakın ilişki içinde olduğu “Türki Cumhuiyetler”; Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Tacikistan ve Özbekistan bir süre önce AB ile stratejik ortaklık kapsamında 12 milyar Euro’luk bir anlaşma imzaladı. AB, etki alanını genişletiyor, Türki Cumhuriyetler de finansmana erişiyor ve bir şekilde Avrupa’ya açılmanın kapısını aralarken Rusya’yı da dengelemek istiyor belli ki.
TÜRK DIŞİŞLERİ HİÇ BU KADAR ZAFİYET GÖSTERMEMİŞTİ
Fakat ne var ki Türkiye AB üyesi olmadığı gibi şiddetli rekabet ve muarız olduğu Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi AB üyesi. Türki Cumhuriyetlerin AB ile imzaladığı stratejik ortaklık anlaşmasında sorun da tam da bu noktada. Çünkü, bağımsızlıklarını kazandıkları 35 yıldan bu yana GKRY’ye büyükelçi atamayan devletler söz konusu anlaşmaya eş zamanlı olarak büyükelçi atadılar. Anlaşılıyor ki, Yunanistan ve GKRY’yi de içeren AB, 12 milyarı vermek için siyasi koşullar öne sürmüş ve bunların açığa çıkanı büyükelçi atamaları. Çok acıdır ki, AB ve Türki Cumhuriyetlerin anlaşmayla ilgili ortak bildirisinde BM’nin Kıbrıs’la ilgili 541 ve 550 sayılı kararlarına atfen “güçlü taahhüt” vurgulanıyor ve GKRY’nin de “Kıbrıs’ın tek meşru hükümeti” olarak tanınmasına destek ifade ediliyor.
Düne kadar TDT’de KKTC’yi gözlemci olarak kabul eden beş devlet, şimdi bir yerde Türkiye Cumhuriyeti’nin dolaylı olarak Kıbrıs’taki askeri varlığına karşı çıkmış oluyor; KKTC’yi de meşru görmemiş oluyor!
KKTC’yi tanımayıp büyükelçi atamasa da dengeli hareket ederek GKRY’ye de büyükelçi göndermeyen beş devletle Ankara’nın ilişkisi atılan son adımlardan sonra şimdi nasıl olacak? Hem TDT açısından bir kırılma yaşandı hem de Kıbrıs Türkü’nün ve Türkiye’nin Kıbrıs davası açısından… Çok üzücüdür ki, Yunanistan ve GKRY, malum anlaşma üzerinden TDT’de gerilim ve güvensizlik iklimini oluşturmayı başardığı gibi KKTC’nin konumunu da TDT nezdinde........
© Muhalif
