TEK KURTULUŞ ALLAH’IN SÖZÜNÜ DİNLEMEKTE
Resulullah (sav) peygamberlik görevi için seçildiğinde, her nebinin yaptığı gibi, insanları kula kulluktan alıp, yalnızca Allah’a kulluğa davet etmiş, bütün ilahları reddederek yalnızca Allah’a boyun eğmenin gerekliliğine dikkat çekmiştir.
Hz. Muhammed “La İlahe İllallah” dediğinde, bu kelimenin – kavramın ne olduğunu dönemin bütün insanları anlamıştı. Dağda bir çoban, Hz. Muhammed’in böyle söylediğini duyunca, “Bu adam bütün krallarla, sultanlarla savaşacak demek ki” diyerek, söylenen kelimenin kapsam alanını çok çarpıcı bir şekilde anlatmıştır. Bu kelime İslam Düşüncesinde itikadi bir mesele olan “Tevhid”i ifade eder.
Müslüman olmanın ilk şartı olan bu kelime, söylendikten sonra, hayatın tamamı içinde yer alan her türlü işte, Allah’ın ne dediğine bakmayı mecburi kılar. Mutlak bağlayıcılığı ön gören tevhid, bireysel ve toplumsal her türlü eylemi, Allah’ın dediğine göre yapmayı koşulsuz dayatır.
Tarihsel süreçte zihin dünyaları değişen Müslümanların, özellikle din ve devletin ayrılması, hayatın “din işi devlet işi, din işi dünya işi” olarak parçalanması büyük bir kırılmaya yol açmıştır. Siyaseti ve siyasetçileri, siyasi alanı tevhid akidesinden ayrı değerlendirmeye başlayan Müslüman zihni, siyasi alanı tevhid akidesinin dışında değerlendirmektedir.
Oysa yüce Allah, fertlerin ve toplumun nasıl yönetileceğini, hangi prensiplerle idare edileceğini Kur’an’da emretmiş, Resulü’nün........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
John Nosta
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein