menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

NE YAZILIP NE SÖYLENEBİLİR Kİ?

15 9
17.04.2025

Sözün de yazının da yorulduğu bir eşik varmış, insan bunu anlıyor. Artık yaşananlar karşısında, dünyanın umarsızlığından, güç kudret sahiplerinin riyakârlığından, mazlumların yüzüne gülerken, kuyularını kazmalarından ve dahi bütün bunlara şahit olmanın dayanılmaz ıstırabıyla, ne yazılıp ne söylenebilir ki?

Cemel Vakasının ardından Hz. Aişe annemizi ziyarete gelen Hz. Ali’nin komutanlarından biri, “Ya müminlerin annesi nasılsın?” diye sorar. Aişe annemiz de, “Bundan yirmi yıl önce ölmeyi ne kadar çok isterdim” diye cevap verir. Zira dehşet verici bir hadise yaşanmıştır.

Ahir zaman dünyasında, görüp işittiğimiz, şahit olduğumuz, fakat çaresiz kaldığımız bunca elem ve acı içinde, nasıl yaşanır, insan bilemiyor. Dünyanın hak yiyici zalimleri, emperyalist sömürgeci katilleri, bir araya gelmiş, bir avuç Müslümana, kıstırdıkları bir karış toprak üstünde kan kusturuyor. Ve halkı Müslüman ülkelerin, hem de 57 adet diye bahsedilen ülkelerin işbirlikçi devlet ricali, hiçte seslerini çıkarmıyor. En fazla sesi çıkan Türkiye’de de, sanki hiçbir şey olmuyormuş gibi, her şey tıkırında yürüyüp gidiyor.

Hamasi nutuklar, sözde kınamalar, siyonits terör örgütünün hamisi küresel emperyalist, kan emici abd ile sarmaş dolaş........

© Mir'at Haber