VİRAL OLMAK MI, AHLAKLI KALMAK MI?
Son birkaç yıldır dilimize yeni bir kelime yerleşti: “viral olmak.”
Eskiden insanlar başarı, şöhret ya da kazanç peşinde koşardı. Şimdi ise en büyük hedef, bir içeriğin milyonlarca kişi tarafından izlenmesi. Peki, nasıl viral olunur? Aslında cevabı basit: Sosyal medyada çok konuşularak. Üstelik bunun nasıl olduğunun pek önemi yok. Gülünç bir video da olur, utanç verici bir sahne de… Yeter ki tıklansın, paylaşılsın, izlenilsin.
Ama acı gerçek şu: Topluma faydalı içerikler genellikle geri planda kalırken, saçmalıklar, kavgalar, hatta ahlaksızlıklar öne çıkıyor. Bir genç faydalı bir projeyle ortaya çıksa sesini duyurması güçleşiyor, ama biri ortalığı karıştırsa anında gündem oluyor. İşte gençlik, bu “görünür olma yarışının” tam ortasında.
Fakat hakkını teslim edelim: Bu sadece gençlerin meselesi değil. Biz yetişkinler de aynı sınavın içindeyiz. Çünkü insanın doğasında var olan “beğenilme, kabul görme, ait olma” ihtiyacı sosyal medya ile daha da görünür hale geliyor. Özellikle ergenlik döneminde bu ihtiyaç daha güçlü yaşanıyor. Yani gençlerin bu ilgisini sadece “ahlaksızlığa meyil” gibi görmemeli; asıl mesele onların doğru rol modellerle tanışabilmesi.
Ancak medyaya şöyle bir........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein