EŞOFMANDAN BAŞLAYAN KABALIK
Acaba her şey eşofmanın yaygınlaşmasıyla mı başladı, diye düşünüyorum bazen.
Gençlerin bu fazla rahatına düşkün, fazla umursamaz hallerini gördüğümde insan ister istemez geriye bakıyor…
Bugünün ebeveynlerinin çoğu, benim gibi kolalı yakayla eğitime başlayan bir nesil. Hepimiz hatırlarız; başımızı fazla oynattığımızda boğazımızı kesen o yakanın acısını. Hal böyle olunca, okullardaki forma uygulamasının esnemesine önce biz ebeveynler sevindik.
“Çocuklar rahat etsin,” dedik.
Ama sanırım çocuklarımızı fazla rahat ettirerek, rahatına düşkünlüğü bir yaşam biçimine dönüştürdük.
Okullarda kolalı yakalardan eşofmana geçtik. Kız erkek fark etmeden, hepsi aynı gevşek kıyafetleriyle geziyor.
Önce oturmaları rahatladı, sonra tüm vücut dilleri…
Mesela rahat olsun diye, cam bardakları aldık ellerinden.
Yerine karton bardakları verdik.
Rahat olsun diye porselenleri kaldırdık, yemekleri kâğıda sardık, hamburger yaptık.
Hep “rahat olsun” diye diye, dokunuştaki ve oturuştaki zarafeti yitirdik.
Rahatlık bedenden başladı ama kalbe de sirayet etti.
Kolalı yakalardan kurtulduk ama disiplinle beraber inceliği de çıkardık üzerimizden.
“Çocuk sıkılmasın” derken sabrı, “üzülmesin” derken........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d