ŞEHİRLERLE GELEN “DEVLET”E DAİR MOTTOLARIMIZ
Devletlerin türeyiş öyküsünün temeli şehirlere dayanır. Bu yazımı şehirlerin devlet modelini nasıl oluşturduğuna dair serüveni ortaya çıkarmak için kaleme aldım. Zira; devlet yapısı her geçen gün daha karmaşık hal alıyor. Özellikle; insansız lojistik hatların hızla artması ve siber uzaya egemen olma savaşı bu karmaşıklığın ana nedenlerinden bazılarıdır.
Mottomuz: Şehirleri doğru anlarsak DEVLET’i de anlarız.
Tarih öncesi çağlar; yerleşim yerlerini tehlikeden uzak, izole alanlara çekmişti. Bu alanlar insana kendini güvende hissettiriyordu. Açık alanlar ise daha güvensiz ve tehlike arz eden yerlerdi. Zira; en tehlikeli alanlar esasen en ilkel lojistik hatlardı. Yani bu alanlar doğal ulaşım ve geçim hatlarıydı. Dere yatakları, geçitler, düz ova ve platolar gibi geniş alanlara yayılma olanağı sağlayan yerlerdi. Buralar, yıllardır canlı türlerin soylarını devam ettirdiği coğrafyayı yaşatan kılcal damarlardı. Besin zincirini oluşturan bu hatlar, canlıların varoluşuna dair kadim kültür hazinemizdi. Bu nedenle yaşamın neşet ettiği alanlarda yerleşim makul görülmezdi. Nitekim rızkın geldiği bu yollar, tehlikeli olmakla beraber kutsal da sayılabiliyordu. Sadece ekin ekmek, su ihtiyacını karşılamak ve avlanmak gibi temel ihtiyaçların karşılandığı ortak alanlardı. Diğer taraftan geçit hatları olduğundan eşkıya, haramiler ve her tür yırtıcı ile karşılaşmak da olağandı. Dolayısıyla; insanlık için en güvenli yerleşim alanları uzunca bir süre köyler olmuştur. İnsanlar, köylük alanlar kurarak coğrafyaya dengeli bir şekilde yayılmış, geçim havzalarını aralarında pare pare bölebilmişlerdi.
Geçim kavramı; verimlilik, dirlik, düzen, usul, anlayış ve yol gibi anlamların tamamını içinde barındırdığından rızkı en güzel anlatan kavramlardandır. Bu anlamda geçim alanları tüm canlı türlerin ortak alanları gibi görülmüştür. Geçim alanlarına yerleşmek, orada kalıcı olmak hem tehlikeli hem de diğer türlerin rızkına engel olma gibi nedenlerden dolayı uygun görülmezdi.
Mottomuz: Üzerine bastığınız ekmek (rızık) sizi çarpar.
Günümüzde de bu kural değişmemiştir. Zira verimli ovalara şehirler kurulduğunu görüyoruz. Bu ovalar zemin olarak yumuşak toprak yapısına sahip olması nedeniyle dayanıksızdır. Yaşanan felaketlerde buna şahit oluyoruz. Siz ne kadar sağlam binalar yaparsanız yapın zemini gevşek olan alanlar yapılarınızı yıkmaya muktedirdir. Yakın zamanda yaşanan depremlerde bu alanlara yapılan binaların yıkıldığını binlerce insanın........
© Mir'at Haber
