menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

ARAP LİDERLERİN HALKLARINA İHANETİ

11 0
19.03.2025

Arap dünyasının ihanet dolu tarihi, Birinci Dünya Savaşı’nda Şerif Hüseyin’in İngiliz casusu Lawrence’la kurduğu ittifakla belirginleşti. McMahon-Hüseyin yazışmalarıyla “bağımsızlık” vaadiyle başlayan Osmanlı karşıtı isyan, gerçekte İngiltere ve Fransa’nın bölgeyi Sykes-Picot Anlaşmasıyla çoktan paylaştığı oyundu. Böylece Arap bağımsızlık hareketi ironik biçimde sömürgeleşmenin aracına dönüştü.

1920’lerde İbnü’s-Suud’un İngiliz desteğiyle Hicaz’ı ele geçirip Şerif ailesini sürgüne göndermesi, yapay sınırlar ve kuklalar, bir asır sonra bile bölgenin siyasi çalkantılarının temelini oluşturdu. 1937’de Filistin’in bölünmesini kabul eden Arap elitleri ve 1948’de İsrail’in kuruluşundaki koordinasyonsuz müdahale, liderliğin örgütlü ihanetiyle açıklanabilir.

Halkların Baharı, Liderlerin Karanlık Kışı

Arap Baharı’nın onur, özgürlük ve ekmek talepleriyle başlayan devrimci umudu, lider ihanetleriyle büyük hayal kırıklığına dönüştü. Mısır’da Mübarek sonrası Sisi’nin darbesiyle Mursi tutuklanıp Rabiatül Adeviyye’de 900’den fazla sivil katledilirken, Suriye’de Esad barışçıl gösterilere kimyasal silahlarla müdahale ederek Guta’da 1.400 sivili öldürdü ve ülkede 500.000 ölü, 7 milyon mülteci bıraktı. Bahreyn’deki protestoların Suudi güçlerce bastırılması, Libya’nın parçalanması, Yemen’de 20 milyon insanın açlıkla yüzleşmesi, Arap liderlerinin halklarına değil, kişisel çıkarlarına ve yabancı güçlere sadakatini göstermektedir.

Ekonomik Sömürünün Karanlık Yüzü

Dünyanın en zengin petrol ve doğalgaz rezervlerine sahip bölgesi aşırı eşitsizlik ve yoksullukla boğuşması, sistematik ekonomik ihanetin açık göstergesidir. Körfez ülkelerinde kişi başına gelir 40.000 doları aşarken Yemen’de 700 doların altına düşmüş, Arap dünyasında........

© Mir'at Haber