menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

RUHBÂNİYET ENGİZİSYONU KAÇINILMAZ KILAR

32 0
12.04.2024

Kur’ân, Allah’a varmada “vesilelere” sarılmayı emreden[1] bir kitaptır. Ama bu buyruğunu yerine getirme çizgisinden çıkarak vesileyi gaye hâline getirmeyi de hoş karşılamamıştır. Rûhsal yükselme hayatın içinde ve insânlarla yan yana gerçekleştirilecektir. Bunun aksi bir yola gidişi ifâden eden Ruhbâniyet işte bu yüzden makbul görülmemiştir. Ruhbâniyet, rahiplik yolunu seçenlerin ortaya koydukları hayat şeklinin adıdır. Kelimenin etimolojisi üzerinde duranlar, başlangıçta Allah korkusu/ürpertisi ve din adamlığını ifâde eden bu kelimenin, sonraki zamanlarda manastıra kapanmayı, dünyaya ve insânlara sırt dönmeyi, evlenmemeyi, hatta “iğdiş[2] edilmeyi ifâde eden bir anlam kazandığını söylemişlerdir. Şüphesiz bu gelişmede Hristiyanlara yapılan baskıların büyük rolü bulunmaktadır. Despot yöneticilerin zulüm ve baskılarından kurtularak dinlerini yaşamak isteyen ve bir zorunluluk eseri dağlara kaçan, izbelere çekilen rahiplerin bu davranışları sonraki zamanlarda Hristiyanlığın temel kurallarından biri olarak kabul edilmiştir.

Kur’ân bu gerçekliği Hadid/27. âyette şöyle anlatır:

Ve sonra onların ardından öteki elçilerimizi gönderdik; ve [zaman içinde] arkalarından kendisine İncil verdiğimiz Meryem oğlu İsa’yı gönderdik; o’na [sadık bir şekilde] uyanların kalplerine şefkat ve merhamet yerleştirdik. Ruhbanca riyazete gelince, Biz onlara bunu emretmedik: Allah’ın rızasını kazanmak arzusuyla onu kendileri uydurdu. Ama sonra ona, [her zaman,] gerektiği gibi uymadılar. Böylece Biz, [gerçekten] iman etmiş olanlara karşılığını verdik, ama onların çoğu yoldan çıkmışlardı.[3]

Bu âyetten ilk olarak anlıyoruz ki; ruhbanlık vahyin getirdiği buyruklar/prensipler arasında değildir. İkinci olarak, Hristiyanlar bu yolu Allah’ın rızasına varmak için kendileri bulmuşlardır. Üçüncü olarak ise rahipler daha sonraki zamanlarda, ruhbâniyetin gereklerini yerine getirmemişlerdir. Kısacası ruhbâniyet, iyi niyetle başvurulmuş ve bu hâliyle Allah’ın da onayını almış geçici bir yoldur. Eğer Hristiyan azizler, zalim hükümdarlara karşı dinlerini savunabilselerdi, dağlara, izbelere sığınmalarına gerek kalmayacaktı. Tevhid dini,........

© Mir'at Haber


Get it on Google Play