İHLÂS/SAMİMİYET/TEVHİD SÛRESİ
Mekke döneminde inen “İhlâs Sûresi”, iniş sırasına göre 22, Kur’ân’daki resmî diziliş sırasına göre ise 112. sûredir ve 4 âyetten meydana gelmiştir.[1] Sûreye, “samimi olmak, içten bağlanmak” anlamında “İhlâs” adı verilmiştir. Böyle bir seçim şu anlama da gelmektedir. Demek ki; Allah’ın bizden istediği ve kulluğun/tevhidin özü olan “İhlâs”, bu sûrenin içeriğini iyi idrâk eden ve bunu hayatına bir ahlâk olarak yansıtanların bir özelliğidir. Başka bir ifâde ile bu sûrenin içeriğini anlayıp yaşayanlar ancak gerçek ihlâs sahibi kişilerdir. Tefsirler, “İhlâs Sûresi”nin Mekkeli müşriklerin Hz. Peygamber’e gelerek “Bize Rabbinin nesebi/mahiyeti/özellikleri” hakkında bilgi ver sözleri üzerine indiğini rivâyet etmişlerdir.[2] Kaynaklarda bu sûreye yirmiye yakın isim verilmiştir. En çok kullanılan isimlerinden biri de “Kul hüvellahü ehad”dır.
İhlâs Sûresi, İslâm’ın/dinin aslı olan tevhid ilkesini özlü bir şekilde ifâde ettiği ve Allah’ın özelliklerini tanıttığı için Hz. Peygamber tarafından Kur’ân’ın üçte birine denk sayılmıştır: “Varlığım elinde olan Allah’a yemin ederim ki bu sûre Kur’ân’ın üçte birine denktir.”[3] Yine Hz. Peygamber, sevdiği için bu sûreyi her namazda okuyan bir sahabeye, “Onu sevmen seni cennete götürür” müjdesini vermiştir.[4] Hz. Peygamber’in “İhlâs Sûresi”nin Kur’ân’ın üçte birine denk olduğunu ifâde etmesi bu konuda bazı farklı düşüncelerin de ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bazıları bu denkliği sûreyi okumanın sevabı olarak düşünmüş, üç ihlâs okumanın Kur’ân’ı baştan sona okumak anlamına geldiğini söylemişlerdir. Bazıları ise sûreye mânâsı açısından bakmış ve........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d