SOSYAL İLİŞKİLERDE ÜÇ OLUMSUZ TAVIR
Allah (cc) müslümanlara şöyle emrediyor:
“… Birbirinizin gıybetini yapmayın. Herhangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz! Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah tövbeyi çok kabul edendir, çok merhamet edendir.” (Hucurât 49/12)
Rasûlüllah (sav) gıybeti; “birinizin, (din) kardeşini hoşlanmayacağı şeyle anmasıdır” şeklinde açıklıyor. (Ebû Dâvûd, Edeb/40 no: 4874. Tirmizî, Birr/23 no: 1935. Müslim, Birr/70 no: 2589)
Gıybet etmek demek ki bu kadar çirkin ve zararlı. Kişi, yanında olmayanların aleyhinde, gerçeğe aykırı şekilde konuşursa, kötülerse, aşağılarsa hata etmiş olur.
Başka toplumlar şöyle bir tarafa dursun… Müslümanlar bile maalesef bu hatadan kendilerini kurtarabilmiş değil. Neredeyse gıybet etmeyen kişi, gıybet edilmeyen bir biraraya gelmeler, gıybet edilmeyen ev yok gibi. Gıybetin haram olduğu sık sık duyulmasına rağmen…
Şimdilerde gıybetin alanı sosyal medya sayesinde daha da genişledi. Üstelik kontrolü de mümkün değil, cezalandırılması da yok. Dileyen dilediği gibi atıp tutuyor, paylaşıp duruyor. Ne sınırı var, ne sorumluluk duygusu…
Ancak yaptıklarının ve sözlediklerinin yanında, yazdıklarının da günün birinde hesabını vereceğine inanan sorumluluk sahibi bir müslüman böyle yapmaz. O eline, diline, kalemine, parmaklarına sahip olur. Ne söylediğine, ne yazdığına ve paylaştığına dikkat eder.
Müslüman Allah’ı hesaba katmadan yaşayanlar gibi değildir.
2-İftira etmek
Topluma yönelik olumsuz davranışlardan biri de başkalarına iftira etmek, onların hakkında kesin delil olmadan hüküm vermektir.
Sözlükte “yalan söylemek, uydurmak, asılsız isnatta bulunmak” gibi mânalara gelen iftirâ, terim olarak “bir kimseye asılsız olarak suç, günah yahut kusur sayılan bir söz, davranış veya nitelik isnat etmek” anlamında kullanılmaktadır.
Günlük dilde iftira yaygın olmakla birlikte hukuk ve ahlâkta daha çok ‘ifk ve bühtan’ terimleri, zina iftirası için de ‘kazf’ kelimesi kullanılmaktadır. (Çağrıcı, M. TDV İslâm Ansiklodisi, 21/522)
Yukarıda geçtiği gibi Peygamber (sav) gıybeti; “birinizin, kardeşini hoşlanmayacağı şeyle anmasıdır!” şeklinde açıklıyor. “Ya benim söylediğim anda varsa, (bu da mı gıybettir?)”sorusuna ise; “Eğer söylediğin onda varsa gıybetini yapmış oldun. Eğer söylediğin onda yoksa bir de bühtanda (iftirada) bulundun demektir” cevabını vermiştir. (Aynı kaynaklar)
“Kim bir hata yapar veya kasıtlı günah işler de onu bir suçsuzun üzerine atarsa büyük bir bühtan ve apaçık bir günah yüklenmiş olur” (Nisâ 4/112) âyetinde geçen ‘bühtan’ kelimesi; “din kardeşine kendisinde bulunmayan bir kusur ve kötülük isnat etmedir” diye açıklanmış.
‘Kazf’, terim anlamıyla Kur’an’da yer almamakla birlikte........
© Mir'at Haber
