menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

MÜSLÜMANLARLA İLİŞKİLERDE ALTI ÖNEMLİ İLKE

10 1
13.08.2025

Kur’an müslümanları kardeş ilan ediyor. (Bkz: Hucurât 49/10)

Buna göre dünayanın neresinde yaşarsa yaşasın, hangi ülkenin vatandaşı veya hangi etnik kökenden (ırktan) olursa olsun; Kur’an’a göre bütün müslümanlar birbirlerinin dinde kardeşidir. Bundan dolayı birbirlerine karşı sorumlulukları vardır.

Bu âyeti çok sık duyarız. Ama sahadaki gerçek hiç de iç açıcı değil. Halbuki önemli olan bunu duymak, terennüm etmek ya da bilmek değil; gereğini yapmaktır.

Allah (cc) müslümanlara ‘kardeş’ diyorsa, onlara düşen hayatın her alanında diğer müslümanlara kardeşce davranmaktır. Kardeşliğe uymayacak davranışlardan uzak durmaktır.

İnsan hiç çok sevdiği karındaşına kötülük, eziyet, zulüm eder mi? Hiç onu incitir mi, hiç onun hoşlanmayacağı şeyleri yapar mı, hiç hakkına tecavüz eder mi?

2-Müslümanları veli bilmek

Kur’an müslümanlar aynı zamanda birbirlerinin velisi olduklarını da söylüyor.

Mü’min erkeklerle mü’mine kadınlar da birbirlerinin velileridir. Onlar iyiliği tavsiye ederler, kötülükten alıkoymaya çalışırlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler, Allah ve Rasûlüne itaat ederler…” (Tevbe 9/71. Bir benzeri: Enfal 8/72)

Yani birbirlerini Allah için seven, ilgilenen, yardımcı olan, görüp gözeten, kollayan, ortak düşmanlara karşı birbirlerinin müttefiki, hayırlı ve meşru işlerde destekçisidirler.

Hatırlamak gerekir ki velilik bağı kardeşlik bağından daha öte ve daha kuvvetlidir.

Müslüman velisi olduğu diğer kardeşine hainlik etmez, aleyhine çalışmaz, kötülüğünü istemez, ayağının altına sabun koymaz, ona karşı hasımlarına yardım etmez, onunla savaşıp onu asla öldüremez.

Elbette bu ölçüler kuvvetli imana sahip mü’minler içindir.

3-Müslümanları bitâne (sırdaş) bilmek

“Ey iman edenler! Sizden olmayan kişileri sırdaş (bitâne) edinmeyin. Onlar sizi yoldan çıkarmak için ellerinden gelen hiçbir çabayı esirgemezler ve sizi sıkıntıda görmekten hoşlanırlar. Şiddetli öfke ağızlarından taşmaktadır; kalplerinde sakladıkları ise daha da kötüdür…” (Âli İmran 3/118)

Kur’ân’ın ilk muhatabı sahabeler olsa da aynı hüküm günümüz müslümanları için de geçerlidir. Hangi şekilde, şartta, pozisyonda, amaçta olursa olsun mü’minler; İslâma ve müsümanlara zarar veren kişi ve toplumlarla sırdaş, müttefik, kanka olmamalı. Bunları yeri ve zamanına göre müslümanlarla yapmalılar.

4-Müdâra yapmak (yani iyi geçinmek)

‘Mudâra’ sözlükte; yuvarlak kesilip su kovası yapılan deri demektir. Bu kovanın ağzı içine su koymaya uygun olur. Bu mana giderek işler (ameller), davranışlar hakkında da kullanılmış. Yani nasıl ki deri kova olarak elverişli hâle getirilirse, davranış da işin içinden çıkmaya elverişli duruma getirilir.

Buna göre........

© Mir'at Haber