MEDYA ÜZERİNE
Varlıkta her şey (çoğulu eşya) Allah’ın yaratması olduğuna gore, hiçbir şey kendinde mutlak iyi veya mutlak kötü olamaz; zira bir şeye mutlaklık atfetmek ona uluhiyet izafe etmek anlamına gelir.
Bundan hareketle insane icadı şeyler de öyledir, icad edilenler iyi maksatla kullanılabildiği gibi, kötü maksatla da kullanılabilir; medya ve benzer şeyler de bu kabildendir.
Görsel, yazılı veya sosyal-dijital medya bugün muazzam bir etkiye sahiptir, zihinsel tutumlarımızı değiştirdiği gi.i ahlaki, sosyal hayatımızı da dönüştürmektedir. Bu çıdan bazı insanlar medyaya “mutlak ifsad” gözüyle bakmaktadırlar.
Bunu kritik etmekte zaruret var.
Kabul edelim ki daha alimler, hocalar, akademisyenler ve aydınlar bu konu üzerinde yeterince düşünmüş değiller. Batıda ortaya çıkan bir icadı veya bir kurumu, bir kuruluşu alıp kullanıyoruz. Bunun bizim hakiki ve meşru amaçlarımıza ne kadar hizmet edeceği üzerine düşünmüyoruz.
Bu bir yönüyle kelami/felsefi bir konu. Malum şöyle sorulur: Mesaj mı aracı belirler, araç mı mesajı belirler?
Bana sorarsanız medya üzerinden doğru bir mesaj vermek pek kolay görünmüyor. ABD’de yapılan bir araştırmaya göre televizyon seyircisinin ortalama zeka yaşı 12’dir. Eğer topluma televizyon üzerinden bir mesaj vermek istiyorsanız, 12 yaşında bir çocuğun zeka seviyesini göz önüne alıp cümleyi kurmanız lazım. Bu bize gösteriyor ki televizyon toplumun zekasını standartlaştırıyor, 12’de sabitliyor. 15, 20 üzerinde zeka yaşı o mesajı almaya imkan tanımıyor.
Şu........
© Mir'at Haber
